ويكيبيديا

    "أستطيع الذهاب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gidemem
        
    • gelemem
        
    • gidebilir miyim
        
    • gidebilirim
        
    • gidemiyorum
        
    • çıkamam
        
    • gidemeyeceğimi
        
    • gelebilir miyim
        
    • gidip
        
    • Oraya
        
    • gelemeyeceğimi
        
    Sadece bu gece Oraya gidemem. Onunla yüz yüze gelemem. Open Subtitles لا أستطيع الذهاب للمنزل الليلة لن أتمكن من النظر إليها
    Tahliye edemeyeceğimiz üç adamım var, yani ben de gidemem. Open Subtitles لديّ ثلاثة رجال لا يستطيعون التحرّك، لذا لا أستطيع الذهاب.
    Hızlı gidemem, domuzlar sevmiyor Open Subtitles لن أستطيع الذهاب بسرعة الخنازير لن يروق لها ذلك
    Hayır, hayır, ayak bileğimdeki şey yüzünden gelemem ama belki gelirim ve içmem. Open Subtitles كلا، لا أستطيع الذهاب بسبب سوار الكاحل أو ربما يمكنني الذهاب وعدم الشرب
    Hayır! Yatağa gidebilir miyim, yoksa gece için başka planların mı var? Open Subtitles هل أستطيع الذهاب الى الفراش أم لديك خطط أخرى لقضاء هذه الليلة؟
    Çok nazik davrandınız. Kendim gidebilirim. Teşekkür ederim. Open Subtitles كان هذا لطفاً منك أستطيع الذهاب بمفردي.شكراً لك
    Sizin yüzünden gidemiyorum. Open Subtitles لا أستطيع الذهاب للحي الصيني بسببكم انتم الاثنين
    Yanlış birşey yoktu. India benden ölesiye nefret eder. gidemem, Rhett. Open Subtitles لم يكن هناك شيء خطأ، إن إنديا تكرهني لذا لا أستطيع الذهاب
    Polise gidemem. En azından henüz olmaz. Open Subtitles لا أستطيع الذهاب إلى البوليس على الأقل ليس الآن
    - Ben gidemem. - Gelirsin, Ben götüreceğim seni. Open Subtitles ـ لا أستطيع الذهاب ـ بالتأكيد تستطيعين ، سآخذك
    -Hayır, lütfen, eve gidemem. -Bu senin suçun değil. Open Subtitles ـ لا؛ من فضلك؛ أنا لا أستطيع الذهاب إلى البيت ـ هو لا إنعكاس عليك
    Yarın için biraz mala ihtiyacım var aksi halde okulda gidemem. Open Subtitles أحتاج شيئاً للغد وإلا لن أستطيع الذهاب للمدرسة
    Durun, durun, Havaalanına gidemem. Çok uzak. Open Subtitles أنتظر أنتظر, لا أستطيع الذهاب إلى المطار إنه بعيد جدا
    Fakat bu şekilde okula gidemem. Open Subtitles لكنّي لن أستطيع الذهاب إلى المدرسة وأنا بهذه الحالة.
    Ben gelemem. Randevum var. Aslında iki randevum var. Open Subtitles لا أستطيع الذهاب , لدي ميعاد فى الحقيقة لدي ميعادين
    Artık gidebilir miyim? Arturo Barrera adında bir çocuğu tanıyor musun? Open Subtitles هل أستطيع الذهاب الآن , هل تعرف فتى يدعى أرتورو بيريرا
    Bana yolu gösterirseniz Oraya kendim gidebilirim. Open Subtitles أستطيع الذهاب هناك بمفردي إذا أريتني الطريق فقط
    Kenarda beş kuruş param olmadığı için gidemiyorum. Open Subtitles ولكن لا أريد ان اهدر أموالي ولا أستطيع الذهاب
    Çok eğlenceli görünse de, mavi maddenin ne olduğunu bulmadan çıkamam. Open Subtitles بقدر ما يبدو مُثيراً، لا أستطيع الذهاب لأيّ مكان حتى أعرف ماهية هذه الأشياء الزرقاء.
    Hiç, sorun değil. Çünkü babam gidemeyeceğimi söyledi. Open Subtitles لا شيء ، ولا يهم لأن أبي قال أني لا أستطيع الذهاب
    Anne, seninle pazara gelebilir miyim lütfen? Open Subtitles يا أمي أرجوك هل أستطيع الذهاب معك إلى السوق ؟
    Belki izlemişlerdir. gidip alabilirim. Open Subtitles لعلهم انتهوا من مشاهدته، أستطيع الذهاب إليهم واستلامه.
    Alıkonulduğumu ve Oraya hemen gelemeyeceğimi söyle. Open Subtitles أخبريه بأنه تم احتجازي ولا أستطيع الذهاب إلى هناك فوراً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد