Aniden susmandan Anladığım kadarıyla ya felç geçirdin ya da Sarah içeri girdi. | Open Subtitles | ؟ أستنتج من توقفك المفاجئ عن الكلام إما أنّك أصبت بخفقة حنجرة بسيطة |
Anladığım kadarıyla, yaklaşık olarak elinde bir yerde kurumakta olan 135, 180 kilo kadar ot var. | Open Subtitles | ومما أستنتج فلديك حوالي 300 إلى 400 رطل حشيش جاف في أحد الرفاف بمكان ما |
Benim anlamaya çalıştığım bugün doğruyu söyleyip söylemediğiniz.. | Open Subtitles | لذا أنا أحاول أن أستنتج أن ما يتعلق بحقيقة اليوم صحيح |
- Buraya gelme amacını anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أستنتج سبب مجيئك إلى هنا |
Ve uzaylıların onu kaçırdığı ve ona anüs alıcıları yerleştirdiği sonucuna varıyor. | TED | حيث أستنتج استنتاج مفاده أن المخلوقات الفضائية اختطفته وأعطته حقنه شرجية |
Eğer teoriyi şu andaki haliyle ele alırsam, gerçekten de, fazladan boyutların mevcut olduğu sonucuna varıyorum. | Open Subtitles | حرفياً,أنا أستنتج أن الأبعاد الحقيقية موجودة فعلاً. هم جزء من الطبيعة. |
..arka merdivenlerden telaşla kaçtığı sonucunu çıkarıyorum. | Open Subtitles | أستنتج أنها رحلت بشكل متعجل بواسطة السلّم الخلفي |
Ona atfedilen gizliliğe bakılırsa bundan sadece bir navigasyon cihazı olduğu sonucunu çıkarıyorum. | Open Subtitles | بالنظر إلى السرية التي صنعته، وبهذا أستنتج أنه جهاز للملاحة. |
Çıkarımlarıma göre senden daha zeki birini görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | أستنتج أننا في طريقنا إلى رؤية شخص أذكى منك |
- Anladığım kadarıyla bu senin ilk gerçek çatışman. | Open Subtitles | أستنتج من هذا أن هذه أول مرةِ لكِ فى صدام حقيقى |
Anladığım kadarıyla ailen artık burada oturmuyor. | Open Subtitles | أستنتج أن والديك لم يعودا يسكنان هنا مجددًا |
Şu noktada, Anladığım kadarıyla hadlerini aşan bir şey söylemiş veya yapmışlar. | Open Subtitles | والآن عند هذه النقطة أنا أستنتج انهم قالو أو فعلو شئ تخطى الحدود |
Anladığım kadarıyla New South Wales'den bilgi almışsın? | Open Subtitles | أستنتج انك جائتك اخبار من "ويلز الجنوبية"؟ |
Çünkü gecenin bir yarısında kız arkadaşımın Cherry Beach'te neden çırılçıplak olduğunu anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لأني أحاول أن أستنتج لم حميمتي عارية في (شاطئ الكرز) في منتصف الليل؟ |
Deminden beri anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أستنتج |
Yaptığım soruşturmada, babamın öldürüldükten sonra cesedinin oraya atıldığı sonucuna vardım. | Open Subtitles | تحقيقاتي قادتني إلى أن أستنتج بأن أبي قد قُتل في تلك المنطقة و تم ترتيب أمر جثته ماذا تقول الشرطة؟ |
Babamın gerçekten benim babam olmadığı sonucuna ulaşmadan önce mi? | Open Subtitles | أستنتج قبل التأكد من الحقائق أن والدي ربما ليس في الواقع والدي ؟ |
-Öyleyse, sadece senin çıldırmış olduğun sonucuna varıyorum.! | Open Subtitles | هذا يجعلني أستنتج أن مختلٌ عقلياً |
Ona atfedilen gizliliğe bakılırsa bundan sadece bir navigasyon cihazı olduğu sonucunu çıkarıyorum. | Open Subtitles | بالنظر إلى السرية التي صنعته، وبهذا أستنتج أنه جهاز للملاحة. |
Bundan, güneşin zehri tetiklediği sonucunu çıkarıyorum. | Open Subtitles | ولهذا أستنتج إن الشمس تحفز السم |
Yaptığın bu aramada Roderick'i gözaltında tuttuğun sonucunu çıkarıyorum Ryan. | Open Subtitles | أستنتج من هذه المكالمة أنّك تحتجز (رودريك)، (رايان) |
Çıkarımlarıma göre senden daha zeki birini görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | أستنتج أننا في طريقنا إلى رؤية شخص أذكى منك |