| Değişmek için, önce yaşam tarzını değiştirmen gerekiyor. | Open Subtitles | لكي تتغير يجب أن تغيّرك أسلوب حياتك أولا |
| Bak, seni tekrar oraya göndersem bile seni ve yaşam tarzını sarsacaklar. | Open Subtitles | أنظر , حتى لو قمت بوضعك على منصة الشهود سيقومون بتشويه سمعتك وتخريب أسلوب حياتك |
| - Bu da tutumlu olacağız demektir bu yüzden umarım şatafatlı yaşam tarzını dizginlemeyi istiyorsundur. | Open Subtitles | أأمل أنك راغبة في كبح أسلوب حياتك الطنان |
| Uçarı yaşam tarzın hakkında birkaç iğneleyici söz söyleyecek. Dua et ki yaptıklarının sadece yarısını biliyor. | Open Subtitles | عن أسلوب حياتك الطائش، والذي لحسن الحظ لا تعلم نصفه |
| Yani hayatımda yaptığım seçimler göz önüne alındığında... şunu anlamak zorundasın ki... yaşam tarzın beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | بالنظر إلى الخيارات التي أتخذتها في حياتي ...يجب أن تفهم أن أسلوب حياتك لا يهمني |
| Çok boktan. Bayılacaksın, McCoy. Tam senin tarzın. | Open Subtitles | ستحبينها يا "ماكوي" لأنها تناسب أسلوب حياتك حسناً "كودي" ما هي الخطة؟ |
| Sonuç şu ki, yaşam tarzını tamamen değiştirmediğin sürece... | Open Subtitles | المهم انه مالم تعدّل أسلوب حياتك بشدّة |
| Sonuç şu ki, yaşam tarzını tamamen değiştirmediğin sürece... | Open Subtitles | المهم انه مالم تعدّل أسلوب حياتك بشدّة |
| Peki yaşam tarzını nasıl tanımlarsın, Charlie? | Open Subtitles | وكيف لك أن توصف أسلوب حياتك يا تشارلي؟ |
| Aptal yaşam tarzını hoş görmekten bıktım. | Open Subtitles | مللت من مسايرة أسلوب حياتك الغبي |
| Hançer pek senin tarzın değil gibi. | Open Subtitles | الخنجر لا يبدو حقاً أنّه أسلوب حياتك |
| Tamamen senin tarzın işte. | Open Subtitles | هذا بضبط أسلوب حياتك . ماذا ؟ |