- Yani. Saklayacak bir şeyi olmayan kimsenin Dişleri o kadar beyaz olmaz. | Open Subtitles | يعني أن لا أحد يبيض أسنانه هكذا إلا و كان لديه شيء ليُخفيه. |
Ama bu korkunç pençeleri, ...korkunç Dişleri ve korkunç çenesi olan yaratık kimdi? | Open Subtitles | من يكون هذا المخلوق ذو المخالب المخيفة و أسنانه الفظيعة في فكيه الكريهين؟ |
Bir dişçi, okuldayken kendi diş işini büyük ihtimalle okuldaki diğer öğrencilere yaptırıyordur. | Open Subtitles | على الأرجح أنّ طبيب الأسنان يجعل الطلبة يقومون بالعمل على أسنانه في المدرسة |
Christopher'ı dişini fırçalarken izlesen iyi olur yoksa diş macununu yiyor. | Open Subtitles | لديك لمشاهدة كريستوفر فرشاة أسنانه. إلا انه فقط يأكل معجون الأسنان. |
dişini fırçalarken 250 dolar hayatım boyunca gördüğüm paradan daha fazlası. | Open Subtitles | د، وهو يفرش أسنانه هذا المبلغ أكثر مما رأيت طوال حياتي. |
dişlerinin arasından yalan söyleyen... şeytani plakları alan... ve esrar içen bir çocuk. | Open Subtitles | صبي الذي يكمن من خلال أسنانه ... يشتري سجلات شيطاني ... ويدخن مخدر. |
Sağ bacağı bayağı topallıyor ve üç dişi bakır kaplama. | Open Subtitles | رجله اليسرى عرجاء ولديه 3 أسنان حاده وبارزه كيف سنرى أسنانه تلك ؟ |
Evet, fakat Dişleri açık değildi o yüzden arkadan değil. | Open Subtitles | أجل، ولكن كانت أسنانه سترتخي، لذا فلم يُضرب من الخلف |
Yönetici Choi, Şoför Bey'in Dişleri kırılacak. ağzına biraz bundan koy. | Open Subtitles | ،مدير تشوي، سوف يكسرُ السائق بايك أسنانه .ضع بعض المناديل بفَمه |
Dişleri sapsarı ve çürük, gözleri de patlak... ve hemen her zaman salyaları akıyor. | Open Subtitles | أسنانه صفراء ورديئة عيونة مفقوعة ويسيل لعابة فى معظم الأحيان |
Dişleri sapsarı ve çürük, gözleri de patlak... ve hemen her zaman salyaları akıyor. | Open Subtitles | أسنانه صفراء ورديئة عيونة مفقوعة ويسيل لعابة فى معظم الأحيان |
Yeni diş tellerini takmaya başladığı gündü. | Open Subtitles | أقبل مرافقي على تقبيلي. كان أول يوم له بتقويم أسنانه الجديد. |
Bir adamın diş fırçalamasını duyabiliyorum. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أَسْمعَ بَعْض الرجلِ في الحقيقة تَنظيف أسنانه. |
Babamla işini bitirdiğinde, sadece diş kayıtlarından teşhis edilebilecek durumdaydı. | Open Subtitles | عندما أصبحت معمولة مع أبي، هو يمكن أن يكون مميّز فقط بسجلات أسنانه. |
Bu şeyi beslersin, bir gün arkamızı döndüğümüzde bizi dişlerinin arasından kürdanla temizlerler. | Open Subtitles | احتفظي به، ويوماً ما سندير ظهورنا وسليتقطوننا من أسنانه |
Büyük ihtimalle sağ eli kırık, ön dişi yok. Dava çözüldü. | Open Subtitles | طوله أربعة أقدام، أحمر الشعر أسنانه الأمامية مفقودة، انتهت القضية. |
Sence bütün dişlerine ihtiyacı var mı? | Open Subtitles | هل يحتاج لأن يكون محتفظاً بجميع أسنانه ؟ |
Görüyorsun, meme ucum kötü oldu... ve sanırım dişlerinden biri de tam oraya denk geldi. | Open Subtitles | أترى، هالة الثدي طرية جداً وأعتقد أن أحد أسنانه الجديدة قد عضت المنطقة أسفل الحلمة |
Bunun dişlerinde altın var. Bıçağını ver! | Open Subtitles | هذا ولد لديه ذهب عند أسنانه أعطني سكينكَ |
O kocaman takma dişleriyle parmağımı ısırıp koparmasını istemedim. | Open Subtitles | لم أرده أن يعض أصابعى بواسطة أسنانه الاصطناعية الكبيرة |
Gördüğünüz gibi, üst dişler hilal şeklinde bir iz bırakmış bunlar avlarından parçayı kesip almasını sağlar. | Open Subtitles | وبإمكانك ان ترى إمتداد أسنانه العلوية تأتي على شكل هلالي حيث تقوم بقطع اللحم وتأخذ قطعة من الحيوان |
İşte. dişinin birisi burada. Bu senin. | Open Subtitles | هنا ، هذا واحد من أسنانه ، اِنه لك - شـكـرا لك - |
Bilirsin bir zamanlar Teksas Ranger'larından birisi babamın dişlerini eline dökmüştü. | Open Subtitles | هل تعلم في أحد المرات ضرب جوال تكساس أبي فاسقط أسنانه |
dişine yumruğu yemek isteyen herif. | Open Subtitles | ذلك المُتوسّل ليهشّم أحدهم أسنانه. |
Bu arada plakayla Dişlerindeki kemikleri karıştırdı. | Open Subtitles | وأخذ ينظف أسنانه من العظام العالقة فيها بلوحة أرقام السيارة |