Öyle ama bence öteki tarafın parçalanması gecikme parası ödemenden çok daha önemli. | Open Subtitles | حسنٌ. لكنّي أظن انهيار الجانب الآخر أشدّ ضغطًا بقليل من إيجار سكن متأخّر. |
Şu anda çok daha önemli bir şey yapıyorum ve çok daha güzel. | Open Subtitles | أقوم بشيء أشدّ الأهمية الآن وأكثر جمالا أتمزح؟ |
Sana yardım edebilmemizin tek yolu alternatifi daha da kötü kılmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمساعدتك هي بإنزال ألم بك أشدّ من تأنيب الضمير |
Kendine evcil hayvan yaptığın adam, yani babam annemden daha da manyak. | Open Subtitles | وذاك الرجل الذي اتخذتِ منه حيوانك الأليف، أبي، فهو أشدّ منها جنونًا. |
Eğer Daha sıkı getirirseniz, daha etkili kayarsınız. | Open Subtitles | وأنت لديك ضربة كبيرة إذا ضربت أشدّ يصبح لديك إنزلاق أفضل |
karanlık bazen, en çok ihtiyacım olan ışığı bulmamıza yardım eder. | Open Subtitles | نحن المخلوقات المظلمة نجد أنفسنا دومًا في أشدّ الحاجة لذلك الضيّ. |
Ama bana en güçlü metalin en sıcak ateşte yapıldığını hatırlattın. | Open Subtitles | لكنّك عندئذٍ ذكّرتني أن أقوى المعادن تسبكه أشدّ النيران. |
Hayatında yaşadığın en büyük acı neydi? | Open Subtitles | أرجو أن تجيب بصدق. ما أشدّ ألم شعرت به في حياتك؟ |
Senin gibi alt tabaka simsar bir daha ağır cezaya çarptırılır. | Open Subtitles | والسمسار الوضيع مثلك سينال عقوبةً أشدّ قسوة. |
Eminim kalbine saplanan kurşun daha kötü olmuştur. | Open Subtitles | أنا متأكد أن الرصاصة التي اخترقت قلبه أشدّ ضرراً. |
Sizden daha güçlü birisini aşağılamamak sizin adınıza iyi olacaktır. | Open Subtitles | من الحكمة ألّا يهين المرء من هم أشدّ منه قوّة |
Çünkü sen olmadan o aile birbirine çok daha bağlanmış durumda. | Open Subtitles | لأنّ على ما يبدو بدونكِ، عائلتكِ أشدّ قرباً مِن قبل. |
En azından biliyoruz ki aramızdakiler, yani geçmişimiz düşündüğümüzden çok daha karışıkmış. | Open Subtitles | على الأقلّ بتنا نعرف أنا وأنتِ أنّ ماضينا... أشدّ تعقيداً ممّا اعتقدنا |
Banka hesabım seninkinden çok, çok daha büyük. Ve de avukatlarım çok daha güçlüdür. | Open Subtitles | حسابي البنكيّ أكبر من حسابك بكثير، ومحاميني أشدّ قوّة |
Yarın daha sıcak olacak, ertesi gün daha da. | Open Subtitles | سيكون يوم غد أشدّ حرّاً واليوم الذي يليه أشدّ حرارة منه |
Ama önce, bu işi bitirip daha da güçlenmeliyim. | Open Subtitles | لكنّي أوّلًا يتحتّم أن أتمّ هذه .المهمّة معك وأغدو أشدّ قوّة بكثير |
Şartlarımı daha da trajik hale getiren bir gerçek, değil mi? | Open Subtitles | إنّها حقيقة تجعل ظروفي أشدّ مأساويّة، ألا توافقينني؟ |
Ne diyebilirim ki bazı kızlar diğerlerinden Daha sıkı oluyor. | Open Subtitles | ماذا يمكنني أن أقول؟ بعض البنات أشدّ من الأخريات |
Ne diyebilirim ki bazı kızlar diğerlerinden Daha sıkı oluyor. | Open Subtitles | ماذا يمكنني أن أقول؟ بعض البنات أشدّ من الأخريات |
Şu mekanın kapısı bir rahibenin bekâret kemerinden Daha sıkı kilitlenmiş. | Open Subtitles | الباب في تلك الغرفة أشدّ إحكاماً من حزام عفّة راهبة |
hayal edebildiğiniz en boş ve karanlık anı düşünün ve bunu zilyarla çarpın işte şimdi oradayız. | TED | تصوّروا أشدّ الأشياء عتمةً و فراغاً ثمّ شكّلوا منه مكعباّتٍ بصورةٍ متتابعةٍ لا يُحصرعددها و هاهنا نتواجد الآن. |
en çok etkilenen bölgelere temel ihtiyaç maddelerinin gönderilmesine çalışılıyor. | Open Subtitles | هناك محاولات لتسليم تجهيزات ضرورية إلى المناطق المتعرّضة إلى أشدّ الأضرار |
Ancak anneniz, en güçlü beyaz cadı bizim için fazla güçlüydü. | Open Subtitles | لكنّ والدتكما الساحرة البيضاء العظيمة، كانت أشدّ قوّةً منّا |
Babamın seni kollarımdan almasına izin vermek hayatımın en büyük pişmanlığıydı. | Open Subtitles | السماح لأبي بانتزاعك من حضني، كان أشدّ ندم في حياتي. |
Kardeşimi bulmayı ne kadar istesem de şu anda daha ağır basan başka işlerim var. | Open Subtitles | برغم أنّي أودّ مساعدتك لإيجاد أخي، إلّا أن لديّ أمرًا أشدّ ملحّة حاليًا. |
Sonra vampir belası başımıza geldi. daha kötü sorunlar da vardı. | Open Subtitles | ثمّ هلَّت مشاكل مع مصاصي الدماء ومشاكل أخرى أشدّ سوءًا. |
karanlık Boyut ile olan bağlantıları onları Ayna Boyutu'nda daha güçlü kılıyor. | Open Subtitles | صلتهم بالبعد المظلم تجعلهم أشدّ قوّة في بعد المرآة. |