Hepsini çalmak için zamanım yok diye kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | حقاً؟ أشعر بالسوء أن ليس لديّ الوقت للعزف عليهم كلهم |
Erkek ördek adına kötü hissediyorum çünkü ördekler tek eşlidir. | Open Subtitles | أشعر بالسوء من أجل ذكر البطة, لآن البط أحادي الزواج |
Yardımcı olamadığım için kendimi kötü hissediyorum, ama evimi gördünüz. | Open Subtitles | أشعر بالسوء كوني لا أستطيع المساعدة, لكنكم قد رأيتم شقتي. |
Kendimi kötü hissettim çünkü şu muhteşem adam hakkında düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أشعر بالسوء من نفسي ، لأني أفكر في هذا الرجلِ المثالي |
Bana sürekli bu şekilde davranıyorsun. Kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | أتدري، إنّه فقط موقفك تجاهي أنا أشعر بالسوء لذلك |
üzülüyorum, Monsewer. Benimle ilgisi olsaydı farklı olurdu. | Open Subtitles | أشعر بالسوء حيال ذلك، مونسير لو كان الأمر بيدي، لكان الامر مختلفا |
Geçen günkü hâlimden ötürü üzüldüm ve sana küçük bir şey yaptım. | Open Subtitles | حسنا , كنت أشعر بالسوء بتصرفي الليلة الماضية لذا صنعت لك شيء |
Madison, eskiden beni çok üzerdin, ama şimdi senin adına kötü hissediyorum. | Open Subtitles | آووه , ماديسون كنتِ تجعليني أستاء جداً. لكن الآن أشعر بالسوء لأجلك. |
Erkekler için kötü hissediyorum, çünkü buna sahip değiller. | TED | لذا أشعر بالسوء تجاه الرجال لأنهم لا يملكون ذلك. |
- Kendimi çok kötü hissediyorum. Öylesine utanıyorum ki. Eğer bu durumu düzeltecek birşey varsa... | Open Subtitles | أشعر بالسوء , و بالإهانة لو كان بوسعى أى شيء |
Bu özel günde kendimi hep kötü hissediyorum. | Open Subtitles | دائماَ ما أشعر بالسوء في هذا اليوم بالخصوص |
Bazen gözlerimi kapatıyorum ve kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أحياناً أشعر بأن رأسي فارغ عندما أشعر بالسوء |
Baba, davetini geri çevirdiğim için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أبي، أشعر بالسوء حيال رفضي لدعوتك ليلة أمس |
Sizi ayırmaya çalıştığım için kendimi çok kötü hissediyorum. | Open Subtitles | اسمع، أشعر بالسوء بخصوص محاولة التفريق بينكما. |
Biliyor musunuz, biraz kötü hissediyorum çocuklar. Karıma içmeyeceğime dair söz verdim. | Open Subtitles | أشعر بالسوء يا رفاق، وعدت زوجتي ألا أشرب |
Uçaktayken kendimi kötü hissettim çünkü yakında gideceksin ve seni özleyeceğim. | Open Subtitles | ثم صعدنا تلك الطائرة، وبدأت أشعر بالسوء لأنك سترحل قريبًا وسأفقتدك. |
Kendimi çok kötü hissettim. Ona yardım etmek istiyorum ama nasıl bilmiyorum. | Open Subtitles | أشعر بالسوء فحسب أريد مساعدته , لكنني لا أعرف كيف |
Bunu bana söyleyemediği için Kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | أنا فعلاً أشعر بالسوء الشديد لأنه ابقى كل هذا لنفسه. |
İyi bir adama iftira atıldığı için Kendimi berbat hissediyorum ama bunu düzeltmek için ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | أشعر بالسوء لأنه تم تلطيخ سمعة رجل شريف, لكنني سأفعل ما يلزم لتصحيح ذلك. |
Aslına bakarsan ben ona biraz üzülüyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة, أنا أشعر بالسوء تجاهها نوع ما |
Eski hayatımıza geri döneriz. Ben sadece o zavallı için üzülüyorum. | Open Subtitles | سنستطيع أن نعود لحياتنا أنا فقط أشعر بالسوء حيال المسكينة |
Biliyorum, anma törenini kaçırdığıma ben de üzüldüm. Motorum bozulmuştu. | Open Subtitles | أعرف، أشعر بالسوء لتفويتي النصب التذكاري ولكن دراجتي قد تعطلت |
Son zamanlarda kendimi eskisi kadar kötü hissetmiyorum, sadece yorgunluk. | Open Subtitles | كنت أشعر بالسوء مؤخراَ لم اشعر يوماَ بشيء من التعب |
Önemsiz şeyler yüzünden onu azarlıyordum, sonra da kendimi Çok kötü hissediyordum. | Open Subtitles | كنت أوبخه عن أي تفاهة يقوم بها بعدها أشعر بالسوء اتجاه نفسي |
Ama uzun süre yukarı bakarsam, kendimi kötü hissederim. | Open Subtitles | لكن إذا نظرت لأعلى لفترة طويلة، أشعر بالسوء |