ويكيبيديا

    "أصرّت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ısrar etti
        
    • ısrar ediyor
        
    • ısrarla
        
    • ısrar ettiğini
        
    • konusunda ısrar
        
    • ısrar etmiş
        
    Dün sabah gitmek için ısrar etti, sanki bir şeyler canını sıkıyordu. Open Subtitles صباح أمس أصرّت على المغادرة و كأنها كانت قلقة بشأن أمرٍ ما
    Corrine Terwilliger boğasının seks suçlusu olarak kayıtlara geçmesi için ısrar etti. Open Subtitles كورين تويرويغير أصرّت على المحاولة لتجعل ذكرها يسجل كمتورط في قضية جنسية
    Majesteleri, sarfettiğiniz efor için siz ödüllendirme konusunda ısrar etti. Open Subtitles ولكن جلالتها أصرّت على مكافأتك نظير مجهوداتك مكافأة ؟
    Kayıt şirketin albümünü çıkarmak, ve tüm bu söylentilerden tamamen kurtulmak istediğin yönünde ısrar ediyor. Open Subtitles الشركة التي تسجلُ لكِ الأغاني أصرّت على أنكِ تريدين الخروج على الهواء وتقومين بنفي كلّ الشائعات، دفعةً واحدة
    Hükümet, hepsi için onları ısrarla açlığa ve ölüme sürükleyen bir güç. Open Subtitles للكلّ على حدّ سواء ، الحكومة هى القوّة التي أصرّت على إيصالهم للجوع والموت
    Annemin hala neden kızlı erkekli olması için ısrar ettiğini anlamıyorum. Open Subtitles لا زلت لا أفهم لمَ أصرّت أمّي بأن يكون الحفل مختلطًا
    Dürüst olmadığı konusunda ısrar ediyordu ve sonunda haklı çıktı. Open Subtitles فقد أصرّت على انه ليس على المستوى المطلوب ,وكانت على حق, لم يكن كذلك
    Ama Julie ısrar etti. Open Subtitles لكنّها أصرّت, قالت أنه سيكون أكثر مرحاً.
    Yıllardır çişimi yaparken oturmam konusunda ısrar etti. Open Subtitles ولسنوات عدة أصرّت علي أن تجعلني أجلس عندما أتبوّل
    Kendi montajcısı olması için de ısrar etti. Open Subtitles أصرّت على الاستعانة بمونتير خاص بها، أيضا
    Cumartesi günü annem kendi doktorunu aramak için ısrar etti ve bizimle Cumartesi gecesi Greenpoint'teki ofisinde buluştu. Open Subtitles يوم السبت أصرّت أمي أن تتصل بطبيبها وذهبنا لمقابلته في مكتبه ليلة السبت
    Bu en sevdiği kolyesiydi, o yüzden alamayacağımı söyledim ama ısrar etti. Open Subtitles كانت هذه قلادتها المفضّلة لذا أخبرتها أنه لايمكنني أخذها ولكنها أصرّت
    Eve girmek konusunda pek emin değildim, ama anneniz ısrar etti. Open Subtitles لمْ أكُ مرتاحاً لإستعمالها و لكنّها أصرّت
    Gitmekte de ısrar etti, orada kalmakta da. Open Subtitles نعم, أصرّت على الذهاب وأصرّيت على البقاء.
    Önemli olmadığını düşündü ama eşi hastaneye gitmesi için ısrar etti. Open Subtitles ،لقد إعتقد بأنهُ شيءٌ غيرُ مهم .لكن زوجته أصرّت بأن يذهب إلى المستشفى
    Sen karşı çıkmaya çalıştın, ama ısrar etti. Open Subtitles وقد حاولتَ مجادلتها ولكنها أصرّت على ذلك
    50 yılı aşkın bir süredir, yiyecek endüstrisi obezitenin çok fazla kalori alıp yeterince egzersiz yapmamaktan kaynaklandığı konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles لأكثر من 50 عاما أصرّت شركات التغذية بأن السمنة تتسبب من كثرت السعرات الحرارية وعدم التمرن بالشكل الكافي
    Fakat iyi tarafım yaşamak için ısrar ediyor. Open Subtitles لكن مُساعدتي المُفضلة أصرّت على ذلك
    Kanserden kurtulmamı, tekilaya borçlu olduğumu ısrarla savunup durdu. Open Subtitles أصرّت دائماً أنّ التكيلا قتلت السرطان
    ...Geçmişte benzeri görülmemiş bir grev, ve dördüncü ayına girerken, hükümet ısrarla 20 madenin kapanması sonucu 20.000 işçiyi işsiz bırakacak tasarıyı sunmayı planlamakta... Open Subtitles ... في عنفٍ غير مسبوق وإضرابٌ عن العمل طوال الأربعة أشهُر أصرّت الحكومة أنها ستمضي قُدماً
    Bayan Ashley'in misyondaki ne üdüğü belirsiz bir çocuğu görmek uğruna karıma mesaisini çalışsın diye nasıl ısrar ettiğini biliyor muydun? Open Subtitles أتعلم أن السيدة (آشلي) أصرّت أن تعمل زوجتي بدل نوبتها؟ لكي تتمكن من الذهاب لرؤية الطفل المختلط في الإرسالية
    Bay Lippman, Metresi "Savaş ve Barış" olsun diye ısrar etmiş. Open Subtitles سيد (ليبمان)، عشيقته هي التي أصرّت... -على أن يكون عنوانها "الحرب والسلام... ".

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد