Sana baskı yapmak istemem ama, programdan 15 gün gerideyiz. | Open Subtitles | لا أريد أن أضغط عليك و لكننا متأخرين 15 يوماً |
Sizi baskı altında bırakmak istemem ama 15 dakika sonra müşterisi burada olur. | Open Subtitles | لا أريد أن أضغط عليك ولكن هناك زبون سيصل بعد خمسه عشر دقيقه |
Sen sadece kamyondaki düğmeye bas, gerisini biz hallederiz tamam mı? | Open Subtitles | فقط أضغط الزر في الشاحنة واترك الباقي لنا , إتفقنا ؟ |
Dr. Hastings yüksek fizik 205 sömestr için 1'e basın. | Open Subtitles | الدّكتورِ هايستنجز لـ الفيزياء 205 لأمتحان الفصل الدراسي، أضغط واحد. |
Üstüne bastır. Güle güle Vali Bey. | Open Subtitles | ـ هيا، أبي، أضغط عليها ـ وداعاً أيها المحافظ |
İkinciye basıyorum, ve kafesin kapısı açılıyor. | Open Subtitles | أضغط على المقبض الاول فتنتقل الجرذان للمقصوره الأولى |
baskı yapmak istemem ama bu beyefendi çok yalnız ve... | Open Subtitles | لا أريد أن أضغط عليك ولكن هذا الرجل وحيد تماماً |
Jesse, sağ karıncığa baskı uyguluyorum ama yırtığı görmem için vakum uygulamalısın. | Open Subtitles | جيسي , أنا أضغط على البطين الأيمن لكني أحتاج لماصّة لإرى التمزق |
Buddy! Bu atıştan sonra, baskı yapıyor. | Open Subtitles | بادي أضغط على كامل الملعب بعد هذه التسديده |
Evlilik anlaşması konusunda sana çok baskı yaptığım için belki de adil davranmadım. | Open Subtitles | ربما أنه ليس عدلاً مني أن أضغط عليكَ بشأن إتفاقية الزواج |
Şu anda ona karşı yumuşak mı davranmalıyım yoksa biraz daha baskı mı yapmalıyım? | Open Subtitles | أتظنين أنه يتوجب علي أن أترفق به أو أضغط عليه ؟ |
Sana baskı yapmak istemiyorum. Fakat neden şuna biraz göz atmıyoruz? | Open Subtitles | لا أريد ان أضغط عليك ولكن رالا ينبغي إلقاء نظرة على العقد؟ |
Duran Duran'ın varlığını test etmek için sadece şu tuşa bas. | Open Subtitles | لأختبار تواجد ديوران ديوران أضغط ببساطه على هذه الوصله |
Bunu arabaya doğrult, düğmeye bas. Böyle bir ses duyacaksın "oh.ooh." | Open Subtitles | فقط وجهه إلى السيارة ، أضغط الزر و ستسمع صوت أو أو أو |
Yani birine ulaşmak için son aramalar listesine gitmenize gerek yok, sadece arama tuşuna basın. | TED | لذا لا تحتاج للذهاب إلى قائمة المكالمات الأخيرة، حتى إذا كنت تسعى للوصول لشخص ما، فقط أضغط على زر الاتصال مرة أخرى. |
Yarana bastırabildiğin kadar bastır, tamam mı? | Open Subtitles | أضغط على جرحك بقدر ما يمكنك، إتفقنا؟ |
İlk kola basıyorum ve fareler ön bölüme giriyor. | Open Subtitles | أضغط على المقبض الاول فتنتقل الجرذان للمقصوره الأولى |
Sen silahları taşı, ve ben de burada kalıp senin için o lanet düğmeye basayım. | Open Subtitles | انقل أنت الأسلحة و سأبقى أنا هنا و أضغط الزر لك |
Seni zorluyorum... çünkü senin en iyisi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أضغط عليك لأنني أظنك ستكون أحد الأوائل |
Biliyorum hep benim seni zorladığımı düşünüyorsun ama bütün hepsi babanın başının altından çıkıyor. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تودين الإعتقاد بأني أضغط عليكِ لكن الواقع هو أنّ والدكِ هو من يواصل الضغط |
Şu anda karar vermen için seni zorlamayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، لن أضغط عليك لإعطائى القرار الآن |
Bunun doğru olduğunu düşünüyorsan tetiği çek. | Open Subtitles | أذا كنـُـت تعتقد بأن هذا صحيح أضغط على الزناد |
"Adam's Doğumgünü Partisi." olan yere tıkla | Open Subtitles | " أضغط حيث يقول " حفلة ميلاد آدم |
Eğer bunun doğru olmadığını düşünüyorsan zorlamak istemem. | Open Subtitles | أنا لن أضغط عليك إذا كنت ترى أن الفكرة سيئة |
Tamam, yani doğruyu söylerken iğneye basacağım. | Open Subtitles | .وعندما تجيبين بصراحه حسنا، اذاً أضغط على المسمار عندما أقول الصراحه |
Bir tuşa basınca ses dalgaları üreterek belirli bir boruya sıkıştırılmış hava gönderiyor. | Open Subtitles | ..أضغط على زر يرسل هوائًا مضغوطًا الى إنبوب معين |
Ben aşağıdaki pedala basarak ileri götüreceğim sonrası ise sende. | Open Subtitles | عندما أضغط على الدواسة سوف تتحرك ثم سيكون الأمر لك |