Ebeveynleri öyle boş ki... inanç sistemlerini değiştirmek yerine... çocuklarını öldürüyorlar. | Open Subtitles | كان لديهم آباء ملين بالحماقه بدلا من تغيير اعتقادهم يقتلون أطفالهم |
Biliyorum, herkes çocuklarının dünyaya gelmiş en şahane, en güzel çocuklar olduğunu düşünür. | TED | أعرف أن الجميع يظن أن أطفالهم هم الأكثر روعة، والأكثر جمالاً على الإطلاق. |
Bazen çocuklarından daha heyecanlı babalar görürüz: lego ile oynarlar veya plastik bir robot yaparlar. | TED | أحياناً نجد الآباء يتحمسون أكثر من أطفالهم يلعبون الليجو أو يركبون الربوت البلاستيكي. |
çocukların ağlayışlarına kulak asmayorlar. Herkesi katlediyorlar artık, kadınları bile. | Open Subtitles | بالرغم من بكاء أطفالهم انهم يذبحون الجميع الآن، المرأة أيضاً |
bebeklerini şempanzelerin şefkatli sütleriyle emzirdim. | Open Subtitles | أنا مرضعة أطفالهم الرضع من حليب الشمبانزي حليب الشفقة. |
çocukları vuruldu, bıçaklandı, tecavüz edildi ormanda ölüme terk edildi. | Open Subtitles | تعرض أطفالهم للضرب والطعن والاعتداء وتركوا ليموتوا وحدهم فى الغابة |
çocuk yanlış yaparsa, ebeveynleri kazanmak için daha kötüsünü yapar. | Open Subtitles | يمكن للوالدين أن يفوزوا إن تحركوا بخطوة مسبقة قبل أطفالهم |
çocuğunu kaybetmek özellikle çocuk sahibi olanlarımız için dehşet verici bir şey. Hatta dehşetin ötesinde, felç edici, takatten kesen bir şey, bu nasıl olur. | TED | فقدان طفل ولا سيما لهولاء الذين لديهم أطفالهم هو أمرٌ مرعب، وأكثر من مرعب، إنه مشلٌ ومنهك وغير محتمل. |
Çoğu insan çocuklarını hetero yetiştirir ben de kendiminkileri gey yetiştireceğim. | Open Subtitles | أكثر الناس يربون أطفالهم على الاستقامة أنا سأربي أطفالي على الشذوذ |
çocuklarını felç bırakıp, ailelerini daha da yoksulluğa sürükler. Çünkü aileler umutsuzca araştırıp, sahip oldukları küçük birikimlerini, umutsuzca, çocuklarına bir tedavi bulmak için boş yere harcıyorlar. | TED | و يصيب أطفالهم بالشلل، و يجر عوائلهم، أكثر نحو الفقر و الحرمان لأنهم يبحثون بعناء و يصرفون القليل المتبقي من مدخراتهم يحاولون بأقصى قدراتهم ليجدوا علاجا لأطفالهم. |
çocuklarının aileyi neden bu şekilde yaratmak istediklerini anlayacağını umdular. | TED | أملًا منهم أن يتفهم أطفالهم أسبابهم لتكوين أسرة بهذه الطريقة |
çocuklarının gerçek eğitim aldıklarını meslek edindiklerini gördükleri zaman aileler de değişmeye başlıyorlar. | TED | عندما يشاهدون أطفالهم يحصلون على تعليم حقيقي، يحصلون على وظيفة حقيقية، يبدأون بالتغيير. |
Mahalle ve etnik köken çocuklar alınsa da alınmasa da ön yargıya sebep oluyor. | TED | كما أن وضع الحي الذي يقطنونه وأصلهم العرقي يؤثر أيضًا على ما إذا كان سيُسحب منهم أطفالهم أو لا. |
Yan kapınızda, melez mutant çocuklar olmasını mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تريدين منهم أن يعيشوا في البيت المجاور ينتجون أطفالهم المهجّنة المُطفّرة؟ |
Evet ama hepsi çocuklarından bahsediyordu, bu da çok normal. | Open Subtitles | نعم, ولكن جميعهم كانوا يتحدثون عن أطفالهم لذلك إعتقدت أن وضعي بأمان |
Homer, eğer insanların çocuklarından sorumlu olmalarını umuyorsan çocuk yapıp yapmama kararını kendi kendilerine vermelerini sağlaman gerekir. | Open Subtitles | هومر إذا كنت تتوقع أن يكون الناس مسئولون عن أطفالهم يجب أن تعطيهم حق أن يكون عندهم القرار ليمتلكوا أطفال أم لا |
Onlar da bu ülkeye güvenli ve yeni bir yaşam için gelmişti; ailelerine daha iyi bir hayat vermek için. Oradaki çocukların gözlerinde kendi çocuklarını gördüler. | TED | لقد أتوا هنا أيضا للبحث عن الأمان وبداية جديدة، حياة أفضل لأسرهم، ورأوا في أعين هؤلاء الأطفال أطفالهم. |
İnsanların, bize bebeklerini vereceklerini sanmıyorum... | Open Subtitles | أنا لا أعتقد ان الناس ستوافق علي أعارتنا أطفالهم |
Öyle az insan ırkının kendileri ve çocukları için bir yönetim şekli,... seçmeşansıolmuşturki... | Open Subtitles | كم من الأشخاص الذي لن تتيح لهم الفرصة ليختاروا حكومتهم بإنفسهم و أطفالهم |
Durun, durun. Bu adamın arandığı diğer vakada çocuk kurtuldu mu söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | مهلاً، هل اِستعاد أهالي الأطفال الأخرى أطفالهم في القضايا المُتهم فيها ذلك الرجل؟ |
Bana bahsettiğiniz, o çocuğunu yitirmiş... aileler arasından... hangilerini bize davamızda yardımcı olabilecek... doğru ve dürüst insanlar olarak söyleyebilirsiniz? | Open Subtitles | الآن، هؤلاء الناس الذين كنت تخبرني عنهم الذين قُتِل أطفالهم من تعتبر منهم جيراناً مستقيمين؟ |
Onlar tüm yaşamlarını bir bebek yetiştirmeye harcıyorlar ha, niye? | Open Subtitles | انهم يقضون كل وقتهم في محاولة لتربية أطفالهم, و مادا |
Merhaba, bebeklerine bakmakta zorlanan erkek üyeler. | Open Subtitles | مرحبا , الزملاء الأعضاء الذين يجدون صعوبه في رعايه أطفالهم |
Bazıları diğer şeylere, ülkelerine halklarına, çocuklarına öncelik vermek zorunda. | Open Subtitles | بعض الأشخاص عليهم وضع أمور أخرى أوّلاً، بلادهم، شعبهم، أطفالهم. |
Bebekler, onları sorgusuz sualsiz alan ailelere verildi. | Open Subtitles | لقد ذهب أطفالهم الى عائلات تدفع مالا بدون أي أسئلة |
Yoksa bebekleri kendi evlerinde doğururlar. | Open Subtitles | وإلا سوف يَقومون بوضع أطفالهم فى منازلهم |
çocukları üniversiteye gidince anne babalar da böyle hisediyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذا هو شعور الآباء عندما يذهب أطفالهم للجامعة |