| Bak şimdi Sanırım bu küvet babacığın Sovyet muhalifi banyo yaptırdığı yer. | Open Subtitles | ترى، وأنا أعتقد أن هذا هو الحوض حيث يغمر بابا المنشق السوفياتي. |
| Evet, bu sabahın masraflarında Sanırım bu son engeldi. | Open Subtitles | 4 نعم ، حسناُ ، أعتقد أن هذا هو الإنهيار الأخير لنفقات الصباح |
| Sanırım bu öğleden sonra beni tuttukları yer burasıydı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو المكان الذي كنت فيه عند منتصف الظهر |
| Zamanımızın en büyük sıkıntısı Bence bu. | TED | أنا أعتقد أن هذا هو أعظم تحدي في وقتنا الحالي. |
| Sanırım burası bütün popüler çocukların takıldığı yer. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو المكان حيث يجتمع أروع الأطفال |
| İyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, bebeğim. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن هذا هو فكرة جيدة، وطفل رضيع. |
| Evet, bana da. Sanırım bu bir meydan okuma. | Open Subtitles | نعم, و أنا أيضا ً أعتقد أن هذا هو التحدي |
| Şef, Sanırım bu ona saldıran herif. | Open Subtitles | أيها المأمور ، أعتقد أن هذا هو اللص الذي سرق مارج |
| Hayır, büyükannesinin yaşadığı yer. Gelin. Sanırım bu taraftan. | Open Subtitles | لا ,جدتها فقط كانت تعيش هنا هيا ,أعتقد أن هذا هو الطريق بيت جميل سيدة من المامبو؟ |
| Sanırım bu yüzden sana gelip kalmayı bu kadar çok istedim. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو السبب الذى أردت من أجله القدوم والبقاء معك بشده |
| Pekâla bayanlar ve baylar, Sanırım bu benim için bir ilk. | Open Subtitles | حسنا , افكار والسادة , أعتقد أن هذا هو الأول من نوعه بالنسبة لي. |
| Sanırım bu yüzden bana bu kadar güzel annelik yapıyor, değil mi, tatlım? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو السبب أنها تقوم بعمل رائع بـ أمومتي ألست كذلك عزيزتي ؟ |
| Sanırım bu senin tüm beynini yok etti değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو ما تسبب في العبث بعقلك، أليس كذلك ؟ |
| Biz inanmayanlardandık, Sanırım bu yüzden alınmadık. | Open Subtitles | أننا لم نكن مؤمنين، ولذلك أعتقد أن هذا هو السبب ونحن لم تكن تتخذ. |
| Sanırım bu şanslı olan. Aslında sana hepsini veriyorum. Bunların hepsi şanslı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الواقي المحظوظ, في الحقيقة سأعطيك جميعهّم, فهم جميعاً محظوظين |
| Bence bu müziğin ve müzik aletlerinin geleceği. | TED | أنا أعتقد أن هذا هو مستقبل الواجهة, هذا هو مستقبل الموسيقى ومستقبل الأدوات |
| Hayır, eğer senin istediğin buysa, Bence bu harika! | Open Subtitles | لا، أعتقد أن هذا هو ما كنت تريد القيام به. اعتقد انه امر رائع. |
| Bence bu yüzden suikaste uğradı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو سبب اغتياله لقد وردنا تنبيه من الهيئات الداخلية |
| Sanırım burası babanın doğduğu yer. - Ne? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو مكان مولد والدك |
| Olayın uyuşturucuyla ilgili olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن هذا هو ذات الصلة بالمخدرات. |
| Çocuklukla erkeklik arasındaki fark da bu galiba. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الفرق بين كونك ولداً و رجلاً |
| Sanırım o berbat koku buradan geliyormuş. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو المكان من حيث تنبعث تلك الرائحة الفظيعة |