| Affedersiniz beyler, görünmesini istemediğiniz yerleri kapatmanızı öneririm. | Open Subtitles | أعذروني أيها السادة المحترمون, أقترح أن تغطوا الأشياء التي لاتريدون مني أن اراها |
| Onlara söyleyecek bir şeyim yok. Sen konuş. Affedersiniz. | Open Subtitles | وليس لدي أي شيء لأقوله لهم لذا ألقي الخطاب أنتي, أعذروني |
| Bu evde bunu istemiyorum. İzninizle. | Open Subtitles | لا أريد تلك المواجهة ليس في بيتي، أعذروني |
| Pardon ama ben bu paranın daha fazla polis memuru alınması için harcanmasını istiyorum. | Open Subtitles | أعذروني ، لكن أحب أن أرى هذا المال ينفق على المزيد من رجال الشرطة |
| Müsaadenizle arabaya kadar gitmem gerek. | Open Subtitles | أعذروني.أعتقد أنني أود فقط أن أفحص شئٌ ما في السيارة للحظة |
| Olağan mönü sırasını değiştirdiysem, Kusura bakmayın. | Open Subtitles | أعذروني إذا غيّرت الترتيب المعتاد لقائمة الطعام. |
| Özür dilerim, beyler. Çardak rezervasyon formunuza bir bakabilir miyim? | Open Subtitles | أعذروني أيّها السادة المحترمين هل يمكنني إلقاء نظرة على استمارة حجز الشرفة؟ |
| Affedersiniz bayanlar baylar. Burayı dinler misiniz? | Open Subtitles | أعذروني, سيداتي سادتي هل لي أن أحظى بانتباهكم؟ |
| Affedersiniz, dedektifler görmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | أعذروني إيها المحققون، هناك شيء يجب أن تروه. |
| Pardon, Affedersiniz. Matt Damon mı o? Yiyişmemizi sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | آسف، أعذروني. إنه يحاول جعلنا نقّبل بعضنا البعض. |
| Affedersiniz. Kapı için kusura bakma. Nasıl oldu, anlamadım. | Open Subtitles | ,أعذروني أعتذر بأمر الباب , لا أعلم كيف أُغلِق |
| - Affedersiniz otelden bunu alamazsınız. | Open Subtitles | أعذروني لكن لا يُسمح لكم بأخذ هذه من الفندق. |
| Bu evde bunu istemiyorum. İzninizle. | Open Subtitles | لا أريد تلك المواجهة ليس في بيتي، أعذروني |
| İzninizle, kadınlar tuvaletine gidip dudaklarımı kontrol etmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعذروني ، عليّّ الذهاب للحمام الآن و ألقي نظرة على شفتاي |
| - Satrancı kutlamak için buradayız. - İzninizle, lütfen. | Open Subtitles | ونحن هنا لنحتفل بالشطرنج أعذروني لو سمحتم |
| - Hanımlar, Müsaadenizle, Kurt'e özel bir moda sorum var. | Open Subtitles | يا سيدات أعذروني لدي سؤال عن الموضة لكيرت. |
| Sıçtığımın ayakkabılarını ayna gibi yapardı. Kusura bakmayın. | Open Subtitles | أقسم بأنه كان ليجعل أحذيتكم كالمرآة اللعينة أعذروني لوقاحتي |
| Özür dilerim de , burada Jack Taylor'u tanıyan var mı ? | Open Subtitles | أعذروني. هل يوجد هنا من يعرف جاك تايلور؟ |
| Benim bir ağaç tarafından tuzağa düşerken ki resmimi görmek istermisin ? Ah... Müsadenizle. | Open Subtitles | أتريدين رؤة صورة لي محبوس تحت شجرة ؟ أعذروني |
| Bayanlar ve baylar, beni bağışlayın, şiddetli bir diş ağrısının etkisi altındayım. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، أعذروني ولكنّ أسناني تُعاني من ألمٍ فظيعٍ جداً |
| Affedersin ama, bu avukatlarla bu profesyonel insanlarla, savcıyla kim ilgilenecek, çok merak ediyorum? | Open Subtitles | أعذروني لكن هؤلاء المحامين الناس المحترفين المدعي العام من سيتكفل بالموضوع ؟ |
| Şimdi izin verirseniz hala bir mutfağım varken ortalığı temizleyeceğim. | Open Subtitles | أرجوكم أعذروني, أعتقد أنني سأذهب لتنظيف المطبخ ما دام لا زال عندي مطبخ أنظفه. |
| Affedersiniz. Yolu açın. Onun aptal halini bilirim ben. | Open Subtitles | أعذروني ، دعوني أمر |
| Sormamı mazur görün ama böylesi biri nasıl kaybolabilir? | Open Subtitles | أعذروني على سؤالي، ولكن كيف لرجل مثله أن يختفي؟ |
| İzninizi rica edeceğim. | Open Subtitles | و الآن أعذروني يا سادة |
| Afedersiniz. Bir dakika arabaya bakıp geleceğim. | Open Subtitles | أعذروني.أعتقد أنني أود فقط أن أفحص شئٌ ما في السيارة للحظة |