Şu an burada bulunanlardan birçoğunuzu, komşularımız... ..ve Mucizeler Elçisi üyeleri olduğunuzdan zaten tanıyorum. | Open Subtitles | معظمكم هنا اليوم أنا أعرفهم كجيران و كأعضاء أعزاء فى خيمة معجزاتنا |
İnan bana, Harry. Onları senden daha iyi tanıyorum. | Open Subtitles | صدقني، إنني أعرفهم جيداً أكثر من إنّك تعرفهم. |
Diğer ikisini ise tanımıyorum, sanırım buraların çetesi gibi bir şeyler. | Open Subtitles | الإثنين الآخرين لا أعرفهم يظنون أنفسهم شئ مثل فريق الموت هنا |
Onlar eşit ve senin oğulların. Onları tanımıyorum. | Open Subtitles | هم متساوون ، كلهم ابناءك أنا لا أعرفهم ، ولا أريد |
Doğduğumdan beri tanırım onları, yani benim için büyümemiş fakülte öğrencileri gibidirler. | Open Subtitles | أعرفهم منذ ولادتي، لذا بالنسبة لي، فهم يبدون كأنهم أشخاص غير ناضجين. |
Şimdi onlar benim içimdeler ve onları tanıyor gibiyim ve... | Open Subtitles | إنه فقط، هم الآن في أحشائي أنه فقط وكأني أعرفهم و |
İnan bana, Harry. Onları senden daha iyi tanıyorum. | Open Subtitles | صدقني، إنني أعرفهم جيداً أكثر من إنّك تعرفهم. |
Bazı doktorlar eczaneyi kestirme yol olarak kullanır. Ama onları tanıyorum. | Open Subtitles | بعض الأطباء يستخدمون الصيدلية لمدة قصيرة و لكني أعرفهم |
Ama onları tanıyorum. İsterler, ama yapamazlar. | Open Subtitles | . لكني أعرفهم إنهم يتمنون ، لكنهم لا يستطيعون |
Ben her birini tanıyorum. Onların masum olduğuna hayatımı koyarım. | Open Subtitles | أنا أعرفهم جميعا و أراهن بحياتى على براءتهم |
Aynı durumda olan birçok kişi tanıyorum... Kontrolden çıkmışlar. | Open Subtitles | شباب كثيرون أعرفهم نفس الشيء خارج السيطرة |
Ben tanıyorum. Ve August Boatwright iyi biridir. | Open Subtitles | أنا أعرفهم و أوغست بوترايت هي انسانة صالحة |
Sözünü ettiğiniz kişileri tanımıyorum. Hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف هؤلاء الناس الذين ذكرتهم لا أعرفهم |
Onları tanımıyorum. Bu tip insanlara benzemiyorlar. | Open Subtitles | لا أعرفهم لا يبدوا بأنهم ذلك النوع من الأشخاص |
Demek istiyorum, hepsini tanımıyorum. Üç yaşındayken korumaya alınmışım. | Open Subtitles | أعني، أنا لا أعرفهم جميعاً أخُذت إلى الرعاية منذ أن كنت بعمر ثلاثة سنوات. |
Evet, öyle ama , ben onları pek tanımıyorum. | Open Subtitles | حسنا, إنهم أصدقاؤها, ولكنني لا أعرفهم حق المعرفة. |
İtalyanları tanırım, onlarla çalıştım. | Open Subtitles | لقد عملت مع هؤلاء الايطاليين و أعرفهم جيدا |
Bana bak. Tanıdığın insanlar da başkalarını tanıyor. | Open Subtitles | انظري إلي وستعلمين أن الناس الذين أعرفهم بدورهم يعرفون أشخاصاً آخرين. |
"Hepsini tanıyordum ve her geçen gün biraz daha eksiliyorlardı." | Open Subtitles | كنت أعرفهم جميعاً وكلّ يوم كان يتناقصون ويتناقصون |
Onları tanımıyordum. Birbirlerini tanımıyorlardı. | Open Subtitles | لم أكن أعرفهم لم يكونوا يعرفون بعضهم البعض |
Onları hiç tanımadım, onlar da beni tanımadı. | Open Subtitles | لم أعرفهم أبدا، ولم يعرفاني أبدا. |
İzin verin söyleyeyim. Çünkü onları tanırım. Nasıl düşüneceklerini bilirim. | Open Subtitles | حسناً، دعني أخبركَ، لأنني أعرفهم وأعرف كيف يفكّرون |
Babam tanıdığım en çalışkan ve en zeki insanlardan biri. | TED | إن والدي أكثر الناس اجتهاداً بعمله والأذكى من بين أعرفهم. |
O kişinin, kendini tanıdığından daha iyi tanımak zorundayım. | Open Subtitles | أنا يجب أن أعرفهم تماما أكثر من يعرفون أنفسهم. |
İyi tanımasam, fıçıyı götürüyorlar diyecem. | Open Subtitles | ،إذا لم أعرفهم مُسبقاً سأقول أنّهم يمتلكون برميل |
Yardımcı yazarım Phanish Puranam, ki bildiğim en zeki insanlardan biridir, bir çalışma yapacağını söyledi. | TED | لذلك، قال شريكي في تأليف الكتاب والذي أعتبره من أذكى الناس الذين أعرفهم أنه سيقوم بإجراء دراسة |
Beş parasızdım ve tanımadığım 12 kişiyle aynı odayı paylaşıyordum. | Open Subtitles | أنني كنت مفلس,و أشارك غرفه فيها 12 شخص لا أعرفهم |