"أعرف أنه ليس" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olmadığını biliyorum
• değil biliyorum
• olmadığını biliyordum
• olmadığımı biliyorum

Ders dışı etkinliklerinizden ve programlarınızdan fedakarlık etmenizin adil olmadığını biliyorum.
أعرف أنه ليس من العدل اضطراركم إلى التضحية بنشاطاتكم اللامنهجية وبرامجكم.

Senin gibi büyük bir He-Man olmadığını biliyorum. Sadece... onda birşey var.
أنا أعرف أنه ليس راشداً مثلكَ لكن هناك شئُ ما فيه

Şimdi sizin gibi ben de filmin ne olduğunu bilmiyorum ama Western olmadığını biliyorum.
مثلكم، لا أعرف ما هو الفيلم لكنني أعرف أنه ليس عن رعاة البقر أليس كذلك سيد لنيغان؟

Mükemmel bir çözüm olmadığını biliyorum tren baharda doğuya geri döndüğünde sizi eve kendim göndereceğim.
أعرف أنه ليس الحل السليم ولكن عندما ترحلين فى العام القادم فى الربيع سأدفع لكى ثمن النفقات لكى تعودى لمنزلك ؟

Üzgünüm. Bunları tekrar yaşamak kolay değil, biliyorum.
آسفة يا صديقتى ، أعرف أنه ليس من السهل عليك تحمل كل تلك الصدمات

Takılmak için hazır olmadığını biliyordum.
كنت أعرف أنه ليس مستعد لتمضية الوقت مع الآخرين

Ve beni kurtaranın sen olmadığını biliyorum.
و أنا أعرف أنه ليس أنت من أخرجنى من الحريق

Karın, çocuğun, ailen olmadığını biliyorum.
أعرف أنه ليس لديك زوجة , ليس لديك أطفال , ليس لديك عائلة

Kıçında olmadığını biliyorum, çünkü orada kafan var.
أعرف أنه ليس في مؤخرتك لأنّ رأسك هو الموجود هناك

Sende bunu yapacak cesaret olmadığını biliyorum.
وأنا أعرف أنه ليس لديك الشجاعة لفعل ذلك.

Bana inanmak için bir nedenin olmadığını biliyorum. Biliyorum, farkındayım.
أعرف أنه ليس لديك سببٌ لتُصدقني أعرف هذا

Yangın tehlikesi yarattığını ve akıllı işi olmadığını biliyorum ama herhangi bir şeyi atacak olursam bir felaket olacakmış gibi geliyor bana.
أعرف أنني عرضة لخطر الحريق و أعرف أنه ليس منطقي و لكني أشعر أنه إذا رميت أي شيء فسيحدث شيء مريع

Senin için hayatın kolay olmadığını biliyorum Rachel ve kendinle ilgili bazı şeyleri değiştirmek istediğini biliyorum.
أعرف أنه ليس سهلا عليكي دائما يا ريتشل و أعلم أنه هنالك أشياء عن نفسك

Onun düşman olmadığını biliyorum. Düşman o değil, asıl düşman bana saldıran kişilerdi.
أنا أعرف أنه ليس العدو لقد كان العدو يطلق عليّ النار ، وليس هو

Senin tarzın olmadığını biliyorum ama ne kadar ödediğimi bilirsem hoşuna gider diye düşündüm.
أعرف أنه ليس أسلوبك، لكن فكرت أنها ستروقك، بالنظر لثمنها الباهض

Mükemmel olmadığını biliyorum ama en azından birlikte olacağız.
أعرف أنه ليس مثالياً ولكن يمكننا أن نكون سوياً

Bunun, senin hatan olmadığını biliyorum ama üzgünüm yetkilileri uyarmak zorundayım.
أعرف أنه ليس ذنبك، لكنني آسف، عليّ إبلاغ السلطات

Dinleyin, çok fazla olmadığını biliyorum ama işin başında 200.000 dolar vereceğim ve kardeşimi bana getirdikten sonra bir 200.000 dolar daha vereceğim.
إسمعوا أعرف أنه ليس الكثير من المال ولكني على إستعداد لتقديم 200.000 دولار مقدماً

Kolay değil, biliyorum.
أسمع. رودنى.. أنا أعرف أنه ليس سهلاً

Bence gelen Ivan. Korkak olmadığını biliyordum.
إنه أيفان أنا أعرف أنه ليس جباناً

Evet, sevmek için kolay bir insan olmadığımı biliyorum.
أجل، أعرف أنه ليس من السهل محبة شخص مثلي