Frank Bennett gibi dayakçıların icabına bakıp... genital organlarını makineli tüfekten geçirirdim. | Open Subtitles | سأهزم كل ضاربي الزوجات مثل فرانك بينيت وأطلق النار على أعضائهم الذكرية |
- Cheryl, yirmi dakika içinde buradaki 20 bin kişi iç organlarını kusacaklar. | Open Subtitles | في غضون 30 دقيقة 20,000 أولئك يبارك ذهاب الأنصار سيتقيّأ فوق أعضائهم الحيوية |
Tecavüz edemezler çünkü cinsel organları yüzlerce kilometre ötede olacak. | Open Subtitles | لا يمكنهم إعتصابك لأن أعضائهم التناسلية على بعد مئات الأميال |
Bu kişilerin organları bir otelin geçici bir ameliyathane haline gelen banyosunda çıkarılıyor. | Open Subtitles | أعضائهم تم حصادها في حمامات الموتيلات و غرف العمليات المؤقتة |
Hayati organlarının taşlaşmasına bir kaç saat var, Derek içinse daha az. | Open Subtitles | انها فقط مسألة ساعات قبل أن تتوقف أعضائهم الحيوية ديريك يملك أقل |
Siyahlardan aletleri büyük olduğu için korkuldu. | Open Subtitles | ربما كانوا خائفين من السود لكبر أعضائهم التناسلية |
Erkekler bazen yapamaz çünkü onlar penisleri tarafından kontrol ediliyorlar. | Open Subtitles | الرجال أحياناً لا يستطيعون لأن أعضائهم هي من تتحكم بهم |
Kanlarındaki küçük moleküller hayati organlarına zarar gelmesini önlüyor. | Open Subtitles | كميّاتٌ صغيرة في دمائهم تمنع تلف أعضائهم الحيويّة. |
Kadınları kaçırıp, organlarını kesiyorlar. Seri katiller her yerden çıkıyor. | Open Subtitles | الناس تقتل النساء، تأخذ أعضائهم قتلة محترفون من كل مكان |
Ormanda yürüdüğün zaman üreme organlarını görürsün. | TED | ترون أعضائهم التناسلية عندما تسيرون وسط الغابة. |
Onların çok özel organlarını Rutland'daki ağaca göndereceğiz. | Open Subtitles | أرسلوا أعضائهم الحساسة إلى شجرةٍ في روتلاند |
Çocukları öldürmemizi ve organlarını bira parası için satmamızı istiyorsun sandım. | Open Subtitles | ظننت أنك تريدين ان نقتل الاطفال ونأخذ أعضائهم من أجل شراء البيره |
Bak bunu sormamın nedeni burada çalışanların çoğu birbirlerine cinsel organlarını göstermeyi içeren... | Open Subtitles | أتعلم ,سبب سؤالى هذا أن معظم الرجال الذين يعملون هنا يحبون لعب هذه اللعبة الصغير التى تتضمن تعرية أعضائهم لبعض |
Birileri kadınları öldürüyor, organlarını alıyor. Her yerden seri katiller geliyor. | Open Subtitles | الناس تقتل النساء، تأخذ أعضائهم قتلة محترفون من كل مكان |
Vücutta tespit edilemeyecek şekilde tasarlandı tâ ki organları kan pudingine çevirinceye kadar. | Open Subtitles | فهي مصممة لكي توضع في خلايا الشخص ويكون غير قابل للكشف، حتى تتحول أعضائهم الى حلوى ربما يتعرف عليه، |
Bedenleri, derileri ve neredeyse tüm iç organları gerçek. | Open Subtitles | وذلك لأن لحومهم، والجلد، و أكثر من أعضائهم الداخلية حقيقية، |
Ayrıca o zamanlarda kadınlar ve erkekler üreme organları dışında her yönden birbirine benzer olduğu gibi genel bir varsayım vardı. | TED | ناهيك عن أنه كان هناك افتراض عام في ذلك الوقت أن الرجال والنساء متشابهون في كل شيء، بصرف النظر عن أعضائهم التناسلية والهرمونات الجنسية. |
Avladıkları hayvanların bağırsaklarını çıkarıp süreç esnasında olabildiğince uzun yaşasınlar diye hayati organlarının aralarındaki yağları tüketmeleri görülmemiş şey değildir. | Open Subtitles | ليس غريبا عليهم، نزع أحشاء فرائسهم و إمتصاص الدهون المتواجدة في أعضائهم بغية إبقاء ضحاياهم على قيد الحياة لأطولِ فترة ممكنة |
Yahudilerden aletleri küçük olsa bile korkuldu. | Open Subtitles | ولكنهم كرهوا اليهود بالرغم من صغر أعضائهم |
Erkekler bazen yapamaz çünkü onlar penisleri tarafından kontrol ediliyorlar. | Open Subtitles | الرجال أحياناً لا يستطيعون لأن أعضائهم هي من تتحكم بهم |
Zamane çocukları organlarına ne ismini veriyor bilmiyorum da. | Open Subtitles | ليس لدي اي فكرة عما يدعو أطفال هذه الايام أعضائهم |
İlaç şirketleri de kendi kongre üyelerini satın almayı seviyor. | Open Subtitles | شركاتأدويةتَحْبُّالشِراء أعضائهم الكونجرسِ أيضاً. |
Erkekler penislerinin üstündeyken hapşıran kadınlardan hoşlanmazlar. | Open Subtitles | الرجال يكرهون عندما تعطسين على أعضائهم التناسلية |