ويكيبيديا

    "أعلمه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bildiğim
        
    • bilmediğim
        
    • Bilmem
        
    • haber
        
    • bilmiyorum
        
    • öğretiyorum
        
    • bilirim
        
    • bildiğimi
        
    • öğretmeye
        
    • biliyorsun
        
    • öğreteceğim
        
    • bildiklerim
        
    • Bildiklerimi
        
    Tüm bildiğim, orada altı saat geçirmiş olmam ve hala hayatta olmam. Open Subtitles كل ما أعلمه بأنني قضيت ست ساعات بداخله ومازلت على قيد الحياة
    bildiğim tek şey hiçbir şeyin ışık hızından daha hızlı olmadığı yani sakinleşebilirsin. Open Subtitles كل ما أعلمه أن لا شيء يسبق سرعة الضوء لذا علينا أن نسترخي
    Tüm bildiğim bu çocuğu beraat ettirmek için şansım olduğu. Open Subtitles كل ما أعلمه أنني قد أهب لذلك الطفل المدلل البراءة
    bir hastaya baktığım zaman, kendime her zaman şunu soruyorum: Veterinerler bu sorun hakkında benim bilmediğim ne biliyorlar? TED عندما أرى الآن إنساناً مريضاً، أتساءل دائماً، ما هو الشيء الذي يعلمه أطباء الحيوانات ولا أعلمه عن هذه المشكلة؟
    Tek Bilmem gereken tüm bu olanlardan sonra, hala benimle evlenmek istiyor musun? Open Subtitles كل ما أعلمه الآن هو بعد كل ما حدث، ألازلت تريدين الزواج منّي؟
    Bütün bildiğim hastaneler hasta insanlar dolu ve potansiyel halkla ilişkiler kabusu var. Open Subtitles كل ما أعلمه هو وجود أشخاص مرضى بالمستشفيات واحتمال حدوث كابوس علاقات عامة
    Bütün bildiğim Sosyal Yetkililerin onu evden alıp buraya getirdiği. Open Subtitles كل ما أعلمه هو أن سلطات الإيواء أخذته من منزله
    "Kırmızı ceketli" hakkında bildiğim tek şey, işin başında onun olduğu. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي أعلمه عن ذات الرداء الأحمر أنها هي المسؤله
    O evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım. Open Subtitles كل ما أعلمه عن ما جرى في ذلك المنزل أن خليلتي قُتِلت و ها أنا هنا محكوم علي بالمؤبد
    bildiğim şey şu, böyle para kazanmamızın bir sebebi var. Open Subtitles ما أعلمه هو بأن هنالك سبب لكل الأرباح التي نجنيها
    bildiğim her şeyi bilseydin, bunun sadece bir gösteri olduğunu anlardın. Open Subtitles إذا كُنتم تعلمون كل ما أعلمه لكنتم عرفتم بإنها مجرد حيلة
    Ama bildiğim şey şu ki, bu ailenin hayatımdaki en önemli şey olduğu. Open Subtitles لكن ما أعلمه الآن أن هذه العائلة هى الشيء الأكثر أهمية في حياتي
    Uyuşturucu savaşlarıyla ilgili bildiğim tek şey uyuşturucuların galip çıktığı. Open Subtitles الشئ الوحيد الذى أعلمه عن حرب المخدرات أن المُخدرات تفوز
    Ben Billy falan tanımam tamam mı? Tek bildiğim bunu yaşadığım. Open Subtitles لا أعرف شيئاً عنه، حسنًا كل ما أعلمه أنني أعيش فقط
    bildiğim her şeyi denedim. Yeğenimizin kanında bulunan.. güç de buna dahil. Open Subtitles جرّبت كلّ ما أعلمه بما يشمل القوّة الكامنة في دم ابنة أخينا.
    ...bana gülüyor bayım, benim bilmediğim bir şeyi biliyormuş gibi. Open Subtitles إنها تضحك عليّ، سيدي كأنها تعلم شيئاً أنا لا أعلمه
    Bilmem gereken başka bir şey var mı? Herhangi bir şey? Open Subtitles هل هناك شيئ آخر يجب أن أعلمه أعني أي شيئ على الأطلاق ؟
    Bütün adamlarıma öğrettiğim şey! Hep kafaya sık. Ne haber? Open Subtitles شيء ما أحاول أن أعلمه لكل رجالي دوماّّ ضع رصاصة في الرأس ما الأمر ؟
    Beni neden seçti bilmiyorum. Öğretecek bir şey yok. Open Subtitles لا أعرف لماذا تختارني أنا، فلا يوجد ما يستحق أن أعلمه لها
    Sen onu iyi hissettiriyorsun, ben ise nasıl koşulacağını öğretiyorum. Open Subtitles أنتي توفرين له الراحة و أنا أعلمه كيف يجري هل تفهمينني؟ نحن رجال أعمال
    Ben bilgi alışverişi yaparım. Her şeyi bilirim. Open Subtitles أنا تاجر معلومات، اعلم كل ما بإمكاني أن أعلمه
    Gördünüz mü? Ben bildiğimi söylesem bile siz söylemeyeceksiniz. Open Subtitles أترى, علىّ ان اخبرك ما أعلمه انا, ولكنك لن تخبرنى بما تعلمه
    Ona öğretmeye çalıştığım her şeyi anlamayabilir, ama bunu anladı. Open Subtitles ربما لا يفهم كل ما أعلمه له ولكنه يفهم هذا
    Sen bütün bunlar hakkında benim bilmediğim bir şeyler biliyorsun. Bunu biliyorum. Open Subtitles إنكِ تعلمين شيئاً ما عن كلّ هذا لا أعلمه أنا، بوسعي رؤية ذلك
    Ona kamera alacağım ve geri gelip ona kullanmayı öğreteceğim hakkında konuştuk. TED وتحدثنا مطولاً عن كيف أني سأجلب له كاميرا وأني سأعود وأن بإمكاني أن أعلمه التصوير.
    İki ya da üç kırık kaburgan var muhtemelen sarsıntı geçirdin, bir tür delinme yaran var. Bunlar sadece bildiklerim. Open Subtitles إرتجاج محتمل وجرح وخزي، وهذا كل ما أعلمه عنه
    Eğer beni öldürürsen gelecek hakkında Bildiklerimi asla öğrenemezsin. Senin geleceğin. Open Subtitles إن قتلتني ، فلن تعرف ما أعلمه عن المستقبل مستقبلك ..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد