"أعلمه" - Traduction Arabe en Turc

• bildiğim
• bilmediğim
• Bilmem
• haber
• bilmiyorum
• öğretiyorum
• bilirim
• bildiğimi
• öğretmeye
• biliyorsun
• öğreteceğim
• bildiklerim
• Bildiklerimi

Tüm bildiğim, orada altı saat geçirmiş olmam ve hala hayatta olmam.
كل ما أعلمه بأنني قضيت ست ساعات بداخله ومازلت على قيد الحياة

bildiğim tek şey hiçbir şeyin ışık hızından daha hızlı olmadığı yani sakinleşebilirsin.
كل ما أعلمه أن لا شيء يسبق سرعة الضوء لذا علينا أن نسترخي

Tüm bildiğim bu çocuğu beraat ettirmek için şansım olduğu.
كل ما أعلمه أنني قد أهب لذلك الطفل المدلل البراءة

bir hastaya baktığım zaman, kendime her zaman şunu soruyorum: Veterinerler bu sorun hakkında benim bilmediğim ne biliyorlar?
عندما أرى الآن إنساناً مريضاً، أتساءل دائماً، ما هو الشيء الذي يعلمه أطباء الحيوانات ولا أعلمه عن هذه المشكلة؟

Tek Bilmem gereken tüm bu olanlardan sonra, hala benimle evlenmek istiyor musun?
كل ما أعلمه الآن هو بعد كل ما حدث، ألازلت تريدين الزواج منّي؟

Bütün bildiğim hastaneler hasta insanlar dolu ve potansiyel halkla ilişkiler kabusu var.
كل ما أعلمه هو وجود أشخاص مرضى بالمستشفيات واحتمال حدوث كابوس علاقات عامة

Bütün bildiğim Sosyal Yetkililerin onu evden alıp buraya getirdiği.
كل ما أعلمه هو أن سلطات الإيواء أخذته من منزله

"Kırmızı ceketli" hakkında bildiğim tek şey, işin başında onun olduğu.
الشئ الوحيد الذي أعلمه عن ذات الرداء الأحمر أنها هي المسؤله

O evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım.
كل ما أعلمه عن ما جرى في ذلك المنزل أن خليلتي قُتِلت و ها أنا هنا محكوم علي بالمؤبد

bildiğim şey şu, böyle para kazanmamızın bir sebebi var.
ما أعلمه هو بأن هنالك سبب لكل الأرباح التي نجنيها

bildiğim her şeyi bilseydin, bunun sadece bir gösteri olduğunu anlardın.
إذا كُنتم تعلمون كل ما أعلمه لكنتم عرفتم بإنها مجرد حيلة

Ama bildiğim şey şu ki, bu ailenin hayatımdaki en önemli şey olduğu.
لكن ما أعلمه الآن أن هذه العائلة هى الشيء الأكثر أهمية في حياتي

Uyuşturucu savaşlarıyla ilgili bildiğim tek şey uyuşturucuların galip çıktığı.
الشئ الوحيد الذى أعلمه عن حرب المخدرات أن المُخدرات تفوز

Ben Billy falan tanımam tamam mı? Tek bildiğim bunu yaşadığım.
لا أعرف شيئاً عنه، حسنًا كل ما أعلمه أنني أعيش فقط

bildiğim her şeyi denedim. Yeğenimizin kanında bulunan.. güç de buna dahil.
جرّبت كلّ ما أعلمه بما يشمل القوّة الكامنة في دم ابنة أخينا.

...bana gülüyor bayım, benim bilmediğim bir şeyi biliyormuş gibi.
إنها تضحك عليّ، سيدي كأنها تعلم شيئاً أنا لا أعلمه

Bilmem gereken başka bir şey var mı? Herhangi bir şey?
هل هناك شيئ آخر يجب أن أعلمه أعني أي شيئ على الأطلاق ؟

Bütün adamlarıma öğrettiğim şey! Hep kafaya sık. Ne haber?
شيء ما أحاول أن أعلمه لكل رجالي دوماّّ ضع رصاصة في الرأس ما الأمر ؟

Beni neden seçti bilmiyorum. Öğretecek bir şey yok.
لا أعرف لماذا تختارني أنا، فلا يوجد ما يستحق أن أعلمه لها

Sen onu iyi hissettiriyorsun, ben ise nasıl koşulacağını öğretiyorum.
أنتي توفرين له الراحة و أنا أعلمه كيف يجري هل تفهمينني؟ نحن رجال أعمال

Ben bilgi alışverişi yaparım. Her şeyi bilirim.
أنا تاجر معلومات، اعلم كل ما بإمكاني أن أعلمه

Gördünüz mü? Ben bildiğimi söylesem bile siz söylemeyeceksiniz.
أترى, علىّ ان اخبرك ما أعلمه انا, ولكنك لن تخبرنى بما تعلمه

Ona öğretmeye çalıştığım her şeyi anlamayabilir, ama bunu anladı.
ربما لا يفهم كل ما أعلمه له ولكنه يفهم هذا

Sen bütün bunlar hakkında benim bilmediğim bir şeyler biliyorsun. Bunu biliyorum.
إنكِ تعلمين شيئاً ما عن كلّ هذا لا أعلمه أنا، بوسعي رؤية ذلك

Ona kamera alacağım ve geri gelip ona kullanmayı öğreteceğim hakkında konuştuk.
وتحدثنا مطولاً عن كيف أني سأجلب له كاميرا وأني سأعود وأن بإمكاني أن أعلمه التصوير.

İki ya da üç kırık kaburgan var muhtemelen sarsıntı geçirdin, bir tür delinme yaran var. Bunlar sadece bildiklerim.
إرتجاج محتمل وجرح وخزي، وهذا كل ما أعلمه عنه

Eğer beni öldürürsen gelecek hakkında Bildiklerimi asla öğrenemezsin. Senin geleceğin.
إن قتلتني ، فلن تعرف ما أعلمه عن المستقبل مستقبلك ..