18 yaşında, dostum. Hadi ama. Senin iyi biri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إنها بالـ18 ، يا رجل هيا أعلم بأنّك رجل لطيف |
Evet, soğuğa, suya, sıcağa filan alerjin olduğunu biliyorum, ama biliyorsun ben daha büyüğüm, daha akıllıyım ve ördeği ben vurdum, yani sen girmek zorundasın. | Open Subtitles | أعلم بأنّك عندك حسّاسيه إلى البرد، الماء والحراره لكن , أنا أكبر منك سناً وأنا إصطدت البطه فيجب أن تنزل أنت |
Ah. Doktorum değil, destekçim olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك كفيلي، وليس الطبيب النفساني الخاص بي. |
Demek istediğim, sanatkar olduğunuzu biliyorum, ama bir işte de çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | أعني، أعلم بأنّك فنّانة ولكن لديك عملاً نهارياً |
Bir zamanlar orada olduğunuzu biliyorum. O yüzden mi burada kalmasına izin veriyorsunuz? | Open Subtitles | أعلم بأنّك كنت هناك لفترّة من الزمن ألهذا سمحت لها بالبقاءِ هنا؟ |
O aptal gömlekleri giymekten nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك تكره إرتداء هذه القمصان الغبية |
Onları korumak için sessiz kaldığını biliyorum ama artık çok geç. | Open Subtitles | ،اسمع، أعلم بأنّك بقيت صامتاً لحماية والديك لكنّك متأخرٌ جداً الآن |
Gözünün yedinci kongre bölgesinde olduğunu biliyorum ki bu durumda babamın desteği zorunlu olacak. | Open Subtitles | أعلم بأنّك لفتت الأنظار بحي الكونغرس السابع، في نفس الحالة دعم أبي سيكون... ضروريّ؟ |
"Çok meraklı olduğunu biliyorum, oğlum" der Tanrı... | Open Subtitles | الآن، بنيّ أعلم بأنّك فضوليٌّ جداً " قال الرب" |
Başının belada olduğunu biliyorum. Yola çıkmak üzereyim. | Open Subtitles | أعلم بأنّك في ورطة، وأنا في طريقي |
Orada olduğunu biliyorum, Warwick. | Open Subtitles | أعلم بأنّك هناك، وارويك. |
Dar, orada bütün riski üzerine alanın sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | (دار)، أعلم بأنّك الرجل الذي تتعرّض لجميع المخاطر هناك |
Will Traveler hakkında haklı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك كنتِ تقولين الحقيقة بشأن (ويل ترافيلر) |
Tamam, bakın. İşinizi yapmak zorunda olduğunuzu biliyorum ama sizin için bir iş arkadaşımın üstüne çamur atamam. | Open Subtitles | أعلم بأنّك تؤدي عملك، لكني لن أفسد علاقتي مع زميل من أجلك. |
Tara'yla yakın olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك كنت مقرّباً من (تارا) |
Uçmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum yani, her neyse. | Open Subtitles | آمل أن تصل للمنزِل ... وتستمتِع برحلتِك، وبعد ذلك ومن يهتمّ بي، أنا أعلم بأنّك تكره الطّيران، لِذا ... على أيّة حال |
Uçmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyorum yani, her neyse. | Open Subtitles | ومن يهتمّ بي، أنا أعلم بأنّك تكره الطّيران، لِذا ... على أيّة حال |
Bunu kaçırmaktan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك تكره أن تفوّت هذا |
Çünkü lakabın olduğunu bilmiyordum. Benim lakabım var, Ponch'ın da öyle. | Open Subtitles | لأنّي لا أعلم بأنّك تحمل كنية لدي كنية وأيضاً هيّ (بونش)، |
Yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّك تكذب |