Bir şey biliyorum, elinde bir kanıt olsaydı buradan birisi mutlaka tutuklanırdı. | Open Subtitles | أعلم شيء واحد لو أن بيده دليل لتم القبض على أحد هنا |
Seni daha iyi hissettirecek bir şey biliyorum. | Open Subtitles | حسنا، اه، وأنا أعلم شيء سوف تجعلك تشعر بأنك أفضل. |
Yapabileceğimiz bir şey biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم شيء يمكننا القيام به. |
Profesyonel fotoğrafla ilgili hiçbir şey bilmiyorum, basın sözcüsüyüm ben. | Open Subtitles | لا أعلم شيء عن التصوير الإحترافي أنا مجرد ملحق إعلامي. |
Haklısın. Hiç bir şey bilmiyorum, hiç bir şey. | Open Subtitles | أنت على حق أنا لا أعلم شيء, لا شيء, لا شيء |
Bir şeyi biliyorum Binbaşı. Yaklaştım ve doğrudan ona ateş ettim. | Open Subtitles | أعلم شيء واحد أيّها الرائد سحبت سلاحي ووجهته نحوه |
Tek bir şeyi biliyorum: | Open Subtitles | : أعلم شيء واحد فقط |
Beyinler hakkında bir iki şey biliyorum. | Open Subtitles | أعلم شيء أو شيئين عن العقل. |
Bu konuda bir iki şey biliyorum. | Open Subtitles | أعلم شيء او شيئين عنها |
Kabak kızarması sevdiğinden ve özel bir koruman olduğundan başka senin hakkında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | عدا أنك تحبين الكوسة المقلية ولديك حارس شخصي فأنا لا أعلم شيء عنك |
Bayadır burada çalışıyorsun senin hakkında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | تعملين هنا منذ فترة، وأنا لا أعلم شيء عنكِ. |
Bu konuda bir şey bilmiyorum. Arabasını gölün orada gördüm. | Open Subtitles | لا أعلم شيء عن هذا الأمر, لكني رأيت سيارته عند البحيرة |
Ben de bir şey bilmiyorum ama büyük bir şey yoktur bence. | Open Subtitles | لا أعلم شيء عن الأمر، ولكني متأكدة بأن كل شيء سيكون على ما يرام |
Hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bizim peşimizde adam. | Open Subtitles | لا أعلم شيء عنه غير أنه يطاردنا |
Seni rahatlatacak şeyi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم شيء قد يهدئك |