Ne yaptığımı bilmiyordum. | Open Subtitles | تغيير الخريطة؟ أنا أنا أنا لم أعرف ماكنت أعمله حسنا؟ |
Ne düşündüğünü biliyorum John: Bu yaptığımı nasıl yapabiliyorum? | Open Subtitles | أعرف ماذا تعتقد، جون كيف أنا أعمل ما أنا أعمله الآن |
Bu durumda işim nedeniyle ben de anneliğe uygun değil miyim? | Open Subtitles | لذا بمعاييرِكَ ، بعمل ما أعمله يجعلنى غيرصالحةللأمومةِ. |
Neyse, sonra işime koyuldum. Paragon Uzay Gelişim Şirketi, Biyosferde yaşarken, insanlarla birlikte kurduğumuz küçük bir şirket, çünkü içeride Yapacak başka bir işimiz yoktu. | TED | فتوجهت نحو مشروعي. مؤسسة باراغون سبايس ديفالبمنت ، مؤسسة صغيرة أنشأتها مع الآخرين عندما كنت في بيوسفار ، لأنني لم يكن لدي شيء آخر أعمله. |
Affınıza sığınarak benim yapmam gereken işlerim var. | Open Subtitles | من فضلكم جميعا ،رجاء عندي الكثير يجب أن أعمله |
Her şeyden önce yaptığımız işe değer veriyorum çünkü işi seninle yapıyorum. | Open Subtitles | أنا الاّن أُقدر العمل الذى نؤديه أولًا و أخرًا لأننى أعمله معكى |
Biliyorsun bunun için hazır değilim. Seviyorum ne yapabilirim. | Open Subtitles | تعرف بأنني لستُ مستعدة لهذا أحب ما أعمله |
Onun için yapabileceğim bir şey yok. Güçlerime henüz kavuşmadım. | Open Subtitles | لا شيء يمكن أعمله لها أنا ما استعيد قدراتى لحد الآن |
Oh , önemli değil , sadece eskiden yaptığım birşeyler. | Open Subtitles | أوه، هذا لا شيء. انه شيء فقط تعودت ان أعمله |
Böylece indirimden yararlanabilirim. | Open Subtitles | لكي أحظى بالتخفيض - هذا ما أعمله - |
Bu adamların hepsi burada ne yaptığımı bilmek istiyor. | Open Subtitles | جميع هؤلاء الرّجال يريدون معرفة ما أعمله هنا |
Tatlı patatesim, ne yaptığımı çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | البطاطا الحلوة ، وأنا أعلم بالضبط ما أعمله. |
Bu küçücük, kimsenin adını duymadığı ülkede ne yaptığımı mı soruyorsun? | Open Subtitles | تعنين، ما الذي أعمله .فيبلادصغيرة،صغيرةجدا. متوسطةعنأي مكانآخر ، ألا يسمع عنها أحد؟ |
Senin için yaptıklarımdan para kazanıyorum. Bu benim işim. | Open Subtitles | مايكل إنني أعمل ما أعمله لإنكم تدفعون لي |
Gidip üzerimi değiştirmeliyim. Yapacak milyonlarca işim var. | Open Subtitles | الآن لدي مليون عمل أعمله قبل منتصف الليل |
Çünkü yapıyor olmam gereken gerçek bir işim var. | Open Subtitles | لأن لديّ عملاً حقيقياً .. من المفترض أن أعمله |
Ve sonunda Yapacak bir tek şey kaImıştı. | Open Subtitles | و أخيرا كان هناك شيئا واحدا يجب أن أعمله |
Bu sefer %50 zamlı ücret ödeyecekler ve bu yeni bir iş, bunu yapmam lazım. | Open Subtitles | بس.. بس ده راتب إضافي مرة ونص وده شغل جديد ولازم أعمله |
İyi bir maaş için tek yapmam gereken hırıldamak ya da Market Sokağın'da birilerine saldırmak. | Open Subtitles | كل ما ينبغي أن أعمله من أجل ... كسبالمعاشهوالهدير وأضرب أحد في شارع السوق... |
Neden yapıyorum, neyi yapıyorum... | Open Subtitles | لماذا أنا أعمل ما أنا أعمله الدفاع عن العزل، |
ve ben bunu yapıyorum ama sen hiçbirşeyi yapmıyorsun. | Open Subtitles | وهذا ماكنت أعمله ولكنك لا تفعل أي شيء على الإطلاق |
Senin için başka ne yapabilirim patron? | Open Subtitles | لذا، ماذا تريدين أن أعمله ، يا رئيسة؟ |
Üzgünüm, ama yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أنا آسف، ليس هنالك شيء بوسعي أن أعمله |
Bunun para olduğunu düşünebilirsiniz, fakat aslında bu kendimi korumak için yaptığım bir çeşit proxy. | TED | الآن يمكن أن تعتقد أنه المال، لكن هذا في الحقيقة نوع من الوكالة لما يمكن ان أعمله لأحفظ نفسي |
Böylece indirimden yararlanabilirim. | Open Subtitles | لكي أحظى بالتخفيض - هذا ما أعمله - |