- yaşamak için hiç bir amacımın olmamasından bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن حقيقة أنني ليس لدي ما أعيش لأجله |
Üç: Neden "Artık yaşamak için bir sebebim kalmadı." dedi? | Open Subtitles | لماذا قالت في الليلة الماضية لا يوجد لدي ما أعيش لأجله الآن" ؟" |
Üç: Neden "Artık yaşamak için bir sebebim kalmadı." dedi? | Open Subtitles | لماذا قالت في الليلة الماضية لا يوجد لدي ما أعيش لأجله الآن" ؟" |
Daha önce uğruna yaşayacağım hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ ما أعيش لأجله في حياتي القديمة. |
Öngörüm yüzünden uğruna yaşayacağım bir şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بسبب رؤيتي أعلم أن لديّ شيء أعيش لأجله |
-Ben bunun için yaşıyorum milletin boku püsürünü bedavaya tamir etmek için. | Open Subtitles | -شكراً لك، يا رجل -هذا الذي أعيش لأجله أُصلح هراءات الأخرين مجاناً |
Senin de dediğin gibi sadece yaşamak için bir sebebe ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | كما قلت، أنا بحاجة لشيء أعيش لأجله |
yaşamak için sebebim var. | Open Subtitles | كفى,كفى لدى شئ أعيش لأجله |
- Yeter. Yeter! - Benim yaşamak için bir nedenim var! | Open Subtitles | كفى,كفى لدى شئ أعيش لأجله |
Nora'yı öldürdüklerinden beri yaşamak için hiçbir amacım kalmadı. | Open Subtitles | (منذ أن قتلوا (نورا لم يعد لدى شيء أعيش لأجله |
yaşamak için tek bir nedenim vardı. | Open Subtitles | أنا لدي شيء واحد أعيش لأجله |
Uğruna yaşamak için bir görev verdi. | Open Subtitles | غرض أعيش لأجله |
Sırf bunun için yaşıyorum. Tek önem verdiğim şey bu. | Open Subtitles | "هذا كلّ ما أعيش لأجله." "هذا كلّ ما أهتم به." |
Bunun için yaşıyorum. | Open Subtitles | هذا كلّ ما أعيش لأجله. |