Ve bunun milyonlarca enstrümanla nasıl kullanabileceğimizi düşündüm böylece şarkıları bir stadyumu doldurabilirdi. | Open Subtitles | وحائطه الموسيقي الأسطوري، وكيف إستخدم، الآلاف من الأدوات حتى تستطيع أغانيه ملائمة المسرح. |
Sonra onun yazdığı şarkıları dinliyorum ve asla harika sözler yazamayacağımın farkına varıyorum ve benim yeteneğim çoğunlukla içkiye dayanıyor. | Open Subtitles | ثم سمعت أغانيه و عرفت بأنني لن أكون بموهبته وعرفت أيضا أن موهبتي الوحيدة هي الشرب |
Sivrisineklerin şarkılarını nasıl yaptıklarını araştırmak istedik. | TED | لذا نودُّ أن نتحرّى كيف يُصدِر البعوض أغانيه. |
* Hâlâ hatırlıyorum babamın söylediği eski ordu şarkılarını * | Open Subtitles | ما زلت أسمع والدي يغني أغانيه القديمة عن الجيش |
O piçi toprağa vermeden önce en sevdiği şarkılardan birin size çalmak isterim. | Open Subtitles | لذلك قبل ان نضع ذلك السافل تحت الأرض أريد ان اعزف لكم أحد أغانيه المفضلة |
Bir gece şarkılarından birini çalarken duyana kadar bir kere bile çocuğa dönüp bakmamıştır. | Open Subtitles | هي حتى لم تعطه نظرة اهتمام أخرى حتى سمعته وهو يعزف واحدة من أغانيه ذات ليلة |
Bütün hitlerini o yazmıştı. | Open Subtitles | بوما كتب كل أغانيه |
Dylan'ın erken dönem şarkılarında kullandığı melodilerin ikide üçünün ödünç alınmış olduğu tahmin ediliyor. | TED | ويقدر أن ثلثي الألحان التي استخدمها ديلان في أغانيه المبكرة تم اقتراضها. |
Görünüşü de, bukleleri de, şarkıları da. | Open Subtitles | ولا حتى شكله, ولا خصل شعره ولا أغانيه |
şarkıları canlandırıcı, dramatik ve iyimser. | Open Subtitles | أغانيه ذات روح عاليه مسرحية و متفائله |
şarkıları iyiydi, değil mi? | Open Subtitles | أغانيه جيدة، أليس كذلك؟ |
* Hâlâ hatırlıyorum babamın söylediği eski ordu şarkılarını * | Open Subtitles | ما زلت أسمع والدي يغني أغانيه القديمة عن الجيش |
Kendisinin bazı şarkılarını Billboard listelerinden hatırlayabilirsin. | Open Subtitles | ولعلك تذكرين بعضا من أغانيه التي انتشرت في سباقات الاغاني |
Sonra birden birlikte şarkı yazmak istedi, sonra bir de baktım, kendi şarkılarını yazmaya, | Open Subtitles | وفجأة، أراد المشاركة بتأليف الأغاني وسرعان ما وجدته يقوم بتأليف أغانيه الخاصة ويقول، |
O piçi toprağa vermeden önce en sevdiği şarkılardan birin size çalmak isterim. | Open Subtitles | لذلك قبل ان نضع ذلك السافل تحت الأرض أريد ان اعزف لكم أحد أغانيه المفضلة |
Henry, en sevdiği şarkılardan birini çalmamızı ve bir dakikanızı ayırıp şarkı dinleyip keyif almanızı istedi. | Open Subtitles | يرجو (هنري) أن نعزف واحدة من أغانيه المفضلة ويطلب منكم أن تقفوا للحظة وتستمعوا إلى الموسيقى |
Bir düşünürsen, son zamanlarda şarkılarından birisini duyduğun yeri hatırlayabilirsin. | Open Subtitles | فكرى فى هذا , ربما يجب أن تتذكرى أين سمعتى أغنية من أغانيه مؤخرا |
Paul da gelsin, İtalyanca şarkılarından birini söyler bize. | Open Subtitles | أحضر (بول) معكَ ليغني لنا واحدة مِن أغانيه الأيطالية. |
(Müzik) (Görüntü) Johnny Cash: ♫ Hiç mezar yok ♫ ♫ bedenimi zaptedebilecek ♫ ♫ Hiç mezar yok ♫ ♫ bedeni zaptedebilecek ♫ ♫ Trompet sesini duyduğumda ♫ ♫ Yerden sağ salim çıkacağım ♫ ♫ Hiç mezar yok ♫ ♫ bedenimi zaptede ... ♫ (Alkış) AK: Bu adamı onurlandırmak için onun şarkılarından biri için bir şeyler yapmaktan daha iyi bir yol var mı? | TED | (موسيقى) جوني كاش :♫ ليس هناك قبر ♫ ♫ يمكنه الاحتفاظ بجسدي ♫ ♫ ليس هناك قبر ♫ ♫ يمكنه الاحتفاظ بجسدي ♫ ♫ عند سماعي صوت النفير ♫ ♫ سوف انطلق خارجا من الأرض ♫ ♫ ليس هناك قبر ♫ ♫ يمكنه الاحتفاظ بجسدي ♫ (تصفيق) آرون: ما هي أفضل طريقة لتكريم لرجل سوى تقديم شيء لإحدى أغانيه. |
Bütün hitlerini o yazmıştı. | Open Subtitles | بوما كتب كل أغانيه |
Evet, muhtemelen şarkılarında gizli mesajlar görüyordu. | Open Subtitles | من المحتمل أن رأت رسائل مخفية بكلّ أغانيه |
şarkılarında adını bile anmadı. | Open Subtitles | ليست مذكورة في أغانيه |