Çok iyi bir evliliğimiz yoktu. | Open Subtitles | لم يكُن زواجُنا أفضَلَ شيء أنا و بريستون |
Sana söylemiştim, en iyi boksörler zenciler değil. | Open Subtitles | أخبَرتُكِ، لا يَجبُ دائِماً أن يكونَ أفضَلَ المُلاكمين زُنوجاً |
Sam daha iyi biliyordu... ve beni engellemeye çalıştı. | Open Subtitles | لكن سام كانَ أفضَلَ مِني و حاوَلَ إيقافي، حاوَل |
Umarım sen seninkini daha akıllıca kullanabilirsin. | Open Subtitles | آمَلُ أن تَستَعمِلَ السُلطَة أفضَلَ مِني |
Kocamdan daha iyi bir koca olduğun için teşekkürler, eğer bir anlamı olacaksa. | Open Subtitles | شكراً لكونكَ زوجاً أفضَلَ من زوجي إن كانَ ذلكَ منطقياً |
Ve ahtapot ona bakar... ..sonra da gitarı daha önce kimsenin çalmadığı çalmadığı kadar iyi çalar. | Open Subtitles | والأخطَبُوط نَظَر إليهِ وعَزَفَ أفضَلَ مِن أيّ شَخصٍ قَد عَزفَ جِيتَاراً عَلَى الإطلاق |
Onları ahtapota verir ahtapot sekiz koluyla kaşıkları alır ve en iyi kaşık çalgıcısından bile daha iyi çalar. | Open Subtitles | وأعطَاهَا لِلأخطَبُوط والأخطَبُوط أخَذَها بِأيدِيهُ الثَمَانِية وعَزَفَ عَلَيهَا أفضَلَ مِنْ أيّ عَازِفِ مَلاعِق |
Ben senden daha iyi değilim, biliyorsun. | Open Subtitles | لَستُ أفضَلَ مِنك، تَعلَم ذلك |
Seni daha da iyi gösterir. | Open Subtitles | سيُكونُ أفضَلَ كَثيراً |
"...hem de herkesten daha iyi. " | Open Subtitles | "أفضَلَ مِنْ أيّ أحَد" |
Mississippi Sam'den bile mi daha iyi? | Open Subtitles | أفضَلَ مِنْ (مِسِسِبي سَام)؟ |