O zaman o şeytanı, mezarına kadar izlemeye yemin ettim. | Open Subtitles | لذلك عندها أقسمت على مطاردة هذا الشيطان الأصفر إلى قبره |
Eğer bir gün buradan çıkarsam, iki adamın ölümüne dövüştüğünü... seyretmektense, ölmeye yemin ettim. | Open Subtitles | لقد أقسمت على أنني إذا خرجت من هذا المكان سأُقتل قبل أن أرى رجلين يتقاتلان حتى الموت مرة أُخرى |
bunun için yemin edebilirdim... bu aptalla yeterince zaman kaybettik. | Open Subtitles | ولكني أقسمت على لقد أهدرنا وقتاً كافياً على هذا الأحمق |
Cesedinin üzerine yemin etsen bile sana güvenmemeliydim. | Open Subtitles | أقسم أنني لم أفعل اخرس لن أصدقك حتى لو أقسمت على قبرك |
Biliyorum Bill. yemin etmiştin, Bu savaş savaşçıların arasında olacaktı . | Open Subtitles | أعلم يا بيل أنك أقسمت على تكون هذه معركة بين المحاربين |
Müvekkillerini en iyi şekilde savunacağına dair yemin ettin. | Open Subtitles | لقد أقسمت على أن تدافع عن موكليك بكل ما تستطيع. |
- Bir grubun üyesiydiler. Gezgini korumaya yemin etmiş bir grup. | Open Subtitles | لقد كانوا جميعاً جزءاً من المجموعة التي أقسمت على حماية المسافر |
Ama neyse, buraya yemin ettiğim kanunu uygulamaya geldim,. | Open Subtitles | ولكن على أي حال، أنا هنا لدعم القانون. إن وظيفة لقد أقسمت على القيام به. |
Ama... sana planlarım konusunda bilgi veren kadın sırdaşın... korumaya yemin ettiğin kişi... o kadına hiçbir keyif yaşatmadın. | Open Subtitles | ولكن ثقتك, بان الذي قام بتسريب المعلومات لك حول خطتي تلك التي أقسمت على حمايتها |
Efendim, bu alışveriş merkezini ve içindekileri koruyacağıma yemin etmiştim. | Open Subtitles | سدي لقد أقسمت على حماية هذا المتجر طالما أنا بداخله |
- Açıklamayacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | لا أستطيع أخبارك ، لقد أقسمت على الكتمان |
Tabancayı bulup, babasına geri vereceğime yemin ettim. | Open Subtitles | أقسمت على البحث وأن أحصل على المسدس وأعيده إلى أبيه |
Ben yaşıma geldiğimde başka hiçbir kızkardeşimin ölmeyeceğine yemin ettim. | Open Subtitles | لقد أقسمت على هذا عندما بلغت العمر لامزيد من أخواتي سوف يموتون |
Bu kadar değişmiş olamazsın. Görevini yapmak için yemin ettin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتغير بهذا القدر لقد أقسمت على الواجب |
Büroya katıldığınızda bu ülkeyi koruyup savunmak için yemin ettiniz. | Open Subtitles | ،عندما إنضممت للمباحث الفيدرالية .أقسمت على حماية والدفاع هذه البلاد |
Yani, sevmek, saygı duymak ve itaat etmek için yemin ettiği kişi benim. | Open Subtitles | أنا أعنى أن أنا الشخص التى أقسمت على حبه وتشريفه وطاعته |
Oğlumun mezarı üzerine yemin ettiğim gibi bir erkek. | Open Subtitles | الإنسان الذي أقسمت على قبر ولدي أنْ أكونه |
Tüm inciller üzerine yemin etsende inanmam! | Open Subtitles | لن أصدقك ولو أقسمت على كوم من الأناجيل! |
Tüm gerçeği anlatacağına yemin etmiştin. Anlatacak mısın? | Open Subtitles | لقد أقسمت على قول الحقيقة كاملة هلا فعلت ذلك ؟ |
Tüm gerçeği anlatacağına yemin etmiştin. Anlatacak mısın? | Open Subtitles | لقد أقسمت على قول الحقيقة كاملة هلا فعلت ذلك ؟ |
Huzur Vadisindeki herkesten öcünü mutlaka alacağına dair yemin etti. | Open Subtitles | وقد أقسمت على الثأر الأبدى . من أى شخص من وادى السلام |
yemin etmiş olsaydım şayet bu iş için senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | لو أني أقسمت على فعل ذلك كما أقسمت ان تقتل الملك |
Kaptanı, korumaya yemin ettiğim adama vuruken izledim. | Open Subtitles | وشاهدت القائد يقتل الرجل الذى أقسمت على حمايته |
Ama... sana planlarım konusunda bilgi veren kadın sırdaşın... korumaya yemin ettiğin kişi... o kadına hiçbir keyif yaşatmadın. | Open Subtitles | ولكن ثقتك, بان الذي قام بتسريب المعلومات لك حول خطتي تلك التي أقسمت على حمايتها |
Biliyorum Bill.Bu savaşın savaşçılar arasında olacağına yemin etmiştim. | Open Subtitles | أعلم يا بيل أنك أقسمت على تكون هذه معركة بين المحاربين |