Hileci olamayacak kadar güçlü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بانّ هذا الشيء أقوى من أن يكون المخادع |
Bu şekilde ölemeyecek kadar güçlü o. | Open Subtitles | إنه أقوى من أن يموت بهذه البساطة. |
Fakat Fuyuki'deki Kutsal Kâse görmezden gelemeyeceğimiz kadar güçlü olacak. | Open Subtitles | ومع هذا، فإن قوة الكأس المقدسة في ( فويوكي ) أقوى من أن نتجاهلها بكثير |
Hayır, işnsanların sandığından çok daha güçlüyüm. | Open Subtitles | لا , أنا أقوى من أن يتصدق علي الناس |
Göründüğümden daha güçlüyüm. | Open Subtitles | حسناً، أنا أقوى من أن أنظر |
Bu şekilde ölemeyecek kadar güçlü! | Open Subtitles | إنه أقوى من أن يموت بهذه البساطة! |
Sarah intihar etmeyecek kadar güçlü. | Open Subtitles | (سارة) أقوى من أن تقدم على الإنتحار |
İddiaya göre 13. yüzyılda haçlılar İstanbul'u yağmalayıp seferlerine destek çıkan kraliyet ailelerine götüremeyecek kadar güçlü olduğunu düşündükleri bir şey bulmuşlar. | Open Subtitles | من المفترض أن الصليبيون خلال القرن الثالث عشر... نهبوا مدينة (القسطنطينية)، وعثروا على شيء ما... إعتبروه أقوى من أن يسلموه... |