Kariyerinizden daha önemli olan bir şeyi tamamen önemsemediğiniz görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنكِ مُتجاهلة تماماً شئ ما أكثر أهمية من عملكِ |
Bir zamanlar önemliydik, fakat bugünlerde bir kediden daha önemli değiliz. | Open Subtitles | لقد كنا أشخاصاً مهمين, لكن اليوم لسنا أكثر أهمية من قطة |
Ve şu andaki ortamda bunu gösteriyor. Bundan daha önemli birşey olabilir mi? | Open Subtitles | هذا هو ما يحدث هنا وما الذى قد يكون أكثر أهمية من ذلك؟ |
Eğlenceden, yeni arkadaşlar edinmekten daha mı önemli? | Open Subtitles | أكثر أهمية من قضاء وقت ممتع في فصل الصيف؟ أكثر أهمية من تكوين صداقات جديدة؟ |
Ama milletimizin kaderi bir kişinin hayatından ve özgürlüğünden daha önemlidir. | Open Subtitles | ولكن مصير دولتنا أكثر أهمية من حياة و حرية شخص واحد |
Hiçbir şey Teksas'a gidecek yol bulmamızdan daha önemli değil. | Open Subtitles | لا شيء أكثر أهمية من إيجاد طريق الوصول إلى تكساس |
Benim için sana hissettiklerimden daha önemli bir şey yok. | Open Subtitles | بالنسبة لى لا شئ أكثر أهمية من طريقة شعورى نحوكِ |
Bir parçacık bir şey yemekten daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | ماذا يمكن أن يكون أكثر أهمية من شيء صغير للأكل؟ |
Kişisel tatmin ve ihtiyaçlarını senden daha önemli şeyler için feda edebilmelisin. | Open Subtitles | يعني أنك تضحين بأحتياجاتك الصغيرة والرغبات لأجل شيء أكثر أهمية من نفسك. |
Beni öldürmek isteyen birini öldürmekten daha önemli ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي أكثر أهمية من قتل شخص ما يريدُ قتلي ؟ |
Belli ki senin telefonunu açmak dışında daha önemli şeyler yapıyorum... | Open Subtitles | من الواضح أنني مشغولة بشيء، أكثر أهمية من الرد على مكالمتك، |
Bu edebiniz ve dürüstlüğünüzün şov korosu yarışmalarını kazanmaktan daha önemli olması hakkında. | Open Subtitles | عن معرفة أن اللباقة و الأستقامة أكثر أهمية من الفوز في مسابقة جوقة |
Emirlerinden ve kıymetli süründen daha önemli bir şey buldum | Open Subtitles | لقد وجدت شيئا أكثر أهمية من طلباتكم أو قطيعك الثمين |
Söylemeyi tercih ettiğim şey şu ki paylaştığımız insanlık bir çoğumuzu paylaşmadığı akli hastalıklardan çok daha önemli. | TED | و ما أتمناه أننا بكل الانسانية التي نشترك فيها أكثر أهمية من المرض النفسي الذي لا نشترك به. |
Ancak, öğrendiğim şey tasarladığım şeyden daha önemli olan onu tasarlarken takındığım tavırdır. | TED | ومع ذلك، ما تعلمته كان ما هو أكثر أهمية من الشيء الفعلي الذي صممته هو موقف لدي اتخذت في حين تفعل هذا. |
Siz gerçekten bir gazeteci, bir mucit olmak zorundasınız,... ...her şeyden daha önemli olan, hayal gücünüzü kullanmak zorundasınız. | TED | أنتم حقا يجب أن تكونوا صحفيين ، أو أن تكون مخترعين، عليكم استخدام خيالكم وهو أكثر أهمية من أي شيء. |
Tabii ki aşk hindi sandviçinizden daha önemli, peki barınağınızdan da mı önemli? | TED | بالتأكيد، الحب أكثر أهمية من شطيرتك المفضلة لكن، هل هو أكثر أهمية من المسكن؟ |
Paylaşma eylemi, birden deneyimin kendisinden daha önemli hâle geldi. | TED | القيام بالمشاركة أصبح فجأةَ أكثر أهمية من التجربة نفسها. |
Peki ölü nişanlınız benim yaşayan çocuklarımdan daha mı önemli? | Open Subtitles | إذاً, فخطيبتك المتوفاة هي أكثر أهمية من أطفالي الأحياء؟ |
Bu yarışma senin duygularından daha mı önemli? | Open Subtitles | أعني، هل هذه البطولة أكثر أهمية من مشاعرك ؟ |
Milletimizin kaderi bir kişinin hayatından ve özgürlüğünden daha önemlidir. | Open Subtitles | مصير دولتنا أكثر أهمية من حياة و حرية شخص واحد |
Senin için mutluyum. Aileden daha önemlisi yoktur. | Open Subtitles | . أنا سعيد من أجلك . لا شئ أكثر أهمية من العائلة |
Öyle de olsa, sen daha değerli olmasına rağmen zamanımızı boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | ومازلت أنت تضيع وقتنا مع إنه أكثر أهمية من ذلك |