Benim ona kattığımdan daha çok şey kattı o bana. | Open Subtitles | أَحْصلُ عليها أكثر بكثير مِنْ تَحْصلُ عليني. |
Kadınlar erkeklerden daha çok boşalır. | Open Subtitles | النِساء يَجئنَ أكثر بكثير مِنْ الرجالِ. |
Bilgin olsun, benim onun peşinden gitmemden daha çok, Eric benim peşimden geldi. | Open Subtitles | لمعلوماتكم، eric يَتْبعُني a أكثر بكثير مِنْ أَذْهبُ بعده. |
Ona borçluydum... ona geri verdiğim herşeyin çok daha fazlasını. | Open Subtitles | أدين لها أكثر بكثير مِنْ ما يمكننى إرجاعه لها أبداً |
Köpekbalığı onlardan çok daha kolay av bulabilir. | Open Subtitles | القرش يُمْكِنُ أَنْ يَجدَ فريسةَ بسهولة أكثر بكثير مِنْ أَنَّهُمْ يُمْكِنُ أَنْ |
Antonius ve Octavius birbirlerinden, bizden nefret ettiklerinden... daha çok nefret ediyorlar. | Open Subtitles | انظر,انتوني و اوكتفيان يكرهان بعضهم البعض أكثر بكثير مِنْ ما يَكْرهونَنا. قريباً بما فيه الكفاية يَجِبُ أَنْ يُحاربوا بعضهم البعض للسيادةِ. |
Geniş yapraklar, hem iğne yapraklardan çok daha fazla ışık alıyor. | Open Subtitles | وكون الأوراق عريضة فهي تتلقى كمية من الضوء أكثر بكثير مِنْ االأوراق الابرية الصنوبرية |
Erkek şişe burunlu yunuslar, benekli komşularından çok daha saldırgandırlar. | Open Subtitles | الذكر قنيني الأنف عدواني أكثر بكثير مِنْ جيرانِهم المرقّطينِ , |
Evet, ancak bir kişi, kullanılabilir verilerden çok daha fazlasıdır. | Open Subtitles | نعم، لكن الشخص أكثر بكثير مِنْ فقط باقة بياناتِ صالحة للإستعمالِ |
Saçmalık. çok daha fazla vermişsin gibi duruyor. | Open Subtitles | الهراء فَقدتَ أكثر بكثير مِنْ ذلك |
O öpücük sana saatten çok daha fazlasına mal olacak. | Open Subtitles | رَاهنْ بأنَّ القبلةَ سَتُكلّفُك a أكثر بكثير مِنْ ساعتِكَ. |