Zaten çok zekiydim, şimdi milyon kere daha zeki oldum. | Open Subtitles | أنا جد ذكي أصلا لكنني الآن أكثر ذكاءً بمليون مرة |
Ama başlangıçta çocuk gibidir. İnsan bebeği gibi ama daha zeki. | Open Subtitles | لكنه يكون كطفل في البداية مثل الطفل البشري، ولكن أكثر ذكاءً |
Bu yüzden IQ tarihine bakarsak insanlar daha zeki hale geliyor. | TED | فإذا نظرنا إلى تاريخ نسب الذكاء، نرى أن الناس يصبحون أكثر ذكاءً. |
Müzik bizi daha akıllı, sağlıklı ve mutlu yapar. | TED | تجعلنا الموسيقى أكثر ذكاءً وصحة وسعادة. |
Bilgisayarları daha akıllı hâle getirmek, onlara hissedebilme yetisini vermez. | TED | مجرد جعل الحواسب الآلية أكثر ذكاءً لن يجعلها عاطفية. |
Sizinle bununla ilgili konuşmak istiyorum. Çünkü vermekten daha fazlası, vermekten bile fazlası, çoğunluğun iyiliği için karşımızdakiyle birlikte bizi yükseltecek ve tartabilecek olan daha zekice bir şey yapmaktır. | TED | أريد ان أحدِثكم عن ذلك، لأنه ماهو حتى أكثر من العطاء، أجل ماهو أكثر من العطاء هو القدرة التي تجعلنا نعمل شيء أكثر ذكاءً مع بعضنا لخيرٍ أكبر هذا يرفعنا ويفيدنا جميعاً وهذا يمكن أن يزداد |
Ona sadece üzerine yazacak Daha akıllıca bir şey düşünemez misin dedim. | Open Subtitles | انا ببساطه اخبرتها انها ان لم تستطع التفكير بأي شيء أكثر ذكاءً لتكتب عنه |
Bu sistemleri kullanan müşteri ve diğer kurumlar da giderek daha deneyimli, daha zeki bir hâle geliyorlar. | TED | والزبائن والجهات الأخرى التي تستخدم هذه الأنظمة الحاسوبية يزدادون خبرةً ويصبحون أكثر ذكاءً. |
Sisifos tanrılardan daha zeki olduğunu düşünmüştü. Ama son gülen Zeus olacaktı. | TED | اعتقد الملك سيزفس أنه أكثر ذكاءً من الآلهة، لكن زيوس من ضحك أخيرًا. |
Peki bu konuda ne yapacağız? daha zeki olabilirdik. | TED | حسنا، ماذا سنفعل حول ذلك؟ ربما نكون أكثر ذكاءً |
Kibirli, benmerkezci, insanların düşündüğünden daha zeki olduğuna ikna olmuş. | TED | إنه متعجرف ومتمحور حول ذاته أناني ومقتنع أنه أكثر ذكاءً من الأشخاص الذين يعتبرونه كذلك. |
Benden daha zeki olmasına rağmen, çocuktandolayıaslaboşanmakistemedi. | Open Subtitles | لم تطلب الطلاف أبدا و ذلك حفاظاً على مصلحة الطفلة بالرغم من أنها كانت أكثر ذكاءً مني فقد انتهت كمُعلمة |
Eğer buralarda dolanırsan, çok yakında annenden daha zeki olacaksın. | Open Subtitles | ان بقيتِ هنا دائماً فانكِ قريباً ستصبحين أكثر ذكاءً من والدتك |
Dünyadaki en zeki adamdan daha zeki. | Open Subtitles | والتي كانت أكثر ذكاءً من الرجل الأكثر ذكاء على الأرض. |
Yüksek bütçelere ya da büyük strateji planlarına ihtiyacınız yok, sadece neye sahip olduğunuza ve ona nerede sahip olduğunuz hakkında daha akıllı düşünme yollarına ihtiyacınız var. | TED | أنت لا تحتاج ميزانية أكبر أو خطط استراتيجية كبرى. أنت ببساطة تحتاج طرق أكثر ذكاءً للتفكير في ما الذي تملكه وأين تملكه. |
Bununla daha akıllı olmak zorundasın, şekerim. | Open Subtitles | يجب أن تصبحي أكثر ذكاءً بفضل هذا يا حلوتي.. |
Evet, bana bir şişe viski, bir taksi ve daha akıllı bir çocuk getir. | Open Subtitles | أجل, زجاجة سكوتش و سيارة أجرة و فتى أكثر ذكاءً |
İtiraf etmeliyim ki benden daha akıllı olduklarını sanan birine baskın çıkmak belli belirsiz bir haz oluştursa da burada takılmak isteyecek kadar değil. | Open Subtitles | حسناً، سأعترف بالإرتياح الغامض للإطاحة بشخص الذين ظنوا أنّهم أكثر ذكاءً منّي، ولكن ليس بما يكفي للبقاء هنا. |
Beni tek koluyla taşıyabildiği zaman daha akıllı gibi görünüyordu. | Open Subtitles | أجل، بدا أكثر ذكاءً عندما كان يرفعني بذراع واحدة |
Buluşmak için daha zekice yerler bulabilirim. | Open Subtitles | كما تعلم، أستطيع أن أفكّر بـ ... أماكن أكثر ذكاءً لنتقابل فيها. |
- Daha akıllıca bir fikrin olduğunu söyledin. | Open Subtitles | هنا حيث تقول بأن لديك فكرة أكثر ذكاءً. |
Ama çok daha zekiyiz. | Open Subtitles | لكننا أكثر ذكاءً بكثير. |
Çünkü yedi yıl öncesine nazaran çok daha zekisin. | Open Subtitles | لأنك أكثر ذكاءً مما كنت عليه منذ سبعة سنوات |