Yanlış anlama, annemi her şeyden çok severdim. | Open Subtitles | أقصد، لا تسئ فهمي، أحببتُ والدتي، أحببتها أكثر من أيّ شيء آخر. |
İnsanlar telefonda her şeyden çok şifrelerini yazıyorlar. | Open Subtitles | الناس يكتبون كلمات سرهم أكثر من أيّ شيء آخر على الهاتف |
Öyle işte, her şeyden çok hızlı koşmayı isterdim. | Open Subtitles | أجل، لقد أردت فقط الجري بسرعة أكثر من أيّ شيء آخر |
Dünyadaki her şeyden çok. | Open Subtitles | أكثر من أيّ شيء آخر بالعالم؟ |
Bayağı da rezil olacaktır, garanti ama sebebi her şeyden önce sıradan bir baba olması. | Open Subtitles | و سيكون ذلك سيئا للغاية بالتأكيد لكن ذلك لأنه أب ثقيل الظِّل، أكثر من أيّ شيء آخر |
Bayağı da rezil olacaktır, garanti ama sebebi her şeyden önce sıradan bir baba olması. | Open Subtitles | وسيكون الأمر مقيت بالتأكيد. لكن هذا لكونه أب ممل أكثر من أيّ شيء آخر. |
Buna ihtiyacım var Juliana her şeyden çok. | Open Subtitles | أحتاج اتمام هذا، (جوليانا) أكثر من أيّ شيء آخر |
Ama her şeyden çok Amerika'yı seviyordu. | Open Subtitles | لكن أكثر من أيّ شيء آخر (أحبّ (أميركا |
SüngerBob ızgaracılık işini her şeyden çok severdi. | Open Subtitles | الآن، (سبونج بوب)، أحبّ عمله ...كطباخ مقليات أكثر من أيّ شيء آخر |
Bayağı da rezil olacaktır, garanti ama sebebi her şeyden önce sıradan bir baba olması. | Open Subtitles | وسيكون الأمر مقيت بالتأكيد لكن هذا لكونه أب ممل أكثر من أيّ شيء آخر |