| Yani orada yaşamıyor bile ama adamın dolabının yarısından fazlası ona ait. | Open Subtitles | أقصد، هي لا تسكن هناك حتى ولديها أكثر من نصف مساحة خزانته؟ |
| Ancak fon kefaletlerini ödediğinde davaların yarısından fazlası savuşturuluyor. | TED | ولكن عندما يدفع الصندوق الكفالة، يتم إسقاط أكثر من نصف القضايا. |
| Bu yüzden Keşif Birliği tecrübeli askerlerinin yarısından fazlasını kaybetti. | Open Subtitles | و جرّاء ذلك، فقد المستطلعون أكثر من نصف جنودهم المتمرّسين |
| Dahası, bugün dünya nüfusunun yarısından çoğu şehirlerde yaşıyor. | TED | فوق ذلك، حاليًّا، أكثر من نصف سكان العالم يعيشون في المدن. |
| Sadece 2 veya 3 hafta içerisinde yarım milyonun üzerinde doğum burada gerçekleşti. | Open Subtitles | في غضون أسبوعين أو ثلاثة فحسب يولد أكثر من نصف مليون ثيتل هنا |
| 54. Massachusetts bölüğünün yarısı Wagner Kalesi akınında kaybedildi. | Open Subtitles | فقدت الكتيبة 54 ماساشوستس أكثر من نصف رجالها في الهجوم على قلعة واجنر |
| Ailemizle birlikte neredeyse yarısından fazla 177 metre daha eklendi. | Open Subtitles | بصحبة عائلتنا على متنها، تطلبت 177 متر إضافي أي أكثر من نصف المسافة |
| Ama hainin zulasının yarısından çoğunu alabilmenin bir yolu var. | TED | ولكن هناك طريقة لكي تضمن أن تحصل على أكثر من نصف مدخرات التاجر. |
| Ve son yüzyıla girdiğimizde, insanlığın yarısından fazlasının aşağılarda olduğunu görüyoruz. | TED | وعندما ندخل في هذا القرن، ستجد أكثر من نصف البشرية في الأسفل هنا. |
| Dünyadaki insanların yarısından fazlası günümüzde şehirlerde yaşıyor ve bu oran artmaya devam edecek. | TED | أكثر من نصف السكان الآن يعيشون في المدن، وذلك مستمرُ في التصاعد. |
| Çin'in altında kalan 100 küsür ülkeye gelince, yarısından fazlası temsili demokrasi ile yönetiliyor. | TED | بالنسبة للدول المائة أو نحو ذلك التي صُنّفت في مرتبة أقل من الصين، أكثر من نصف تلك الدول هي ديموقراطيات انتخابية. |
| Öte yandan pankek karışımının içindeki yağın yarısından fazlası doymuş veya trans yağdır. | TED | وفي المقابل، أكثر من نصف الدهون في خليط البان كيك هي إما دهون مشبعة أو متحولة |
| Bugün ülkemizin yarısından fazlası, doğal parklar, doğal rezervler ve vahşi yaşam koruma alanları olarak koruma altında. | TED | واليوم، أكثر من نصف بلدنا يخضع للحماية، مثل المتنزهات والمحميات الوطنية ومحميات الحياة البرية. |
| Okyanuslar, bize soluduğumuz havanın yarısından fazlasını ve yiyecek verip havaya saldığımız karbonun çoğunu emiyor. | TED | لأن المحيط يعطينا أكثر من نصف الأوكسجين الذي نتنفسه والطعام، إنه يمتص الكثير من الكربون الملوث الذي نطلقه في الجو. |
| Hainin servetinin yarısından fazlasını halka iade edilmek üzere geri aldın. | TED | لقد استطعت أن تستعيد أكثر من نصف ثروة التاجر المخادع كتعويضٍ لصالح العامّة. |
| Mısır hiyeroglifinin yarısından fazlasını çözdüler. | Open Subtitles | حصلو على نحو 14 حرفاً، فكّو أكثر من نصف الهيروغليفية المصرية |
| Bunlar dışında başka birçok nedenden mahkûmların yarısından çoğu aileleriyle ve çocuklarıyla iletişimi kaybeder. | TED | ولعدة أسباب، وليست هذه فقط، يفقد أكثر من نصف السجناء التواصل مع عائلاتهم وأطفالهم. |
| Meksika'da doğdum ama hayatımın yarısından çoğu ABD'de gazetecilik yaparak geçti, kendisi de göçmenler tarafından oluşturulmuş bir ülke. | TED | ولدت في المكسيك قضيت أكثر من نصف حياتي أعمل صحفي في أمريكا، دولةٌ أنشأها المهاجرون. |
| yarım saat çoktan geçti ve kırmızı ışık hala yanmadı. | Open Subtitles | لقد مر أكثر من نصف ساعه ولم يضئ الضوء الأحمر |
| Muhabirle yarım saatten fazla konuştum ağzımdan çıkan tek bir laf göremiyorum. | Open Subtitles | لقد كلمتهم منذ أكثر من نصف ساعة لست أرى اقتباساً مباشراً واحداً |
| Platformların yarısı sular altında. Seferler ertelendi. | Open Subtitles | أكثر من نصف الأرصفة غرقت و تم إيقاف جميع القطارات |
| Tamirhanenizin yıllık gelirinin yarısından fazla bu. | Open Subtitles | ذلك أكثر من نصف الدخل السنوي لمرآبك |
| Bu ülkenin yarısından çoğunu ortadan kaldırabilecek mikroorganizmaları toplayan biri için oldukça soğukkanlısın. | Open Subtitles | أنت لا مبالي جدا بالنسبة لرجل مجموعته من الكائنات الحية المجهرية يمكن أن تبيد أكثر من نصف هذه البلاد |
| Sadece Kuzey Amerika'da, otlar, bitki yiyen memelilerin yarısından fazlasının tükenmesine neden oldu. | Open Subtitles | في أمريكا الشمالية وحدها، أسفرت الأعشاب عن انقراض أكثر من نصف الثدييات آكلة النباتات. |
| İnşa etmemiz 2.5 yılımızı aldı, Kelowna araştırma bütçesinin yarısından daha fazla bir maliyetle. | Open Subtitles | احتاج لسنتين ونصف لبنائه، بكلفة أكثر من نصف ميزانية بحث كيلونان السنوية. |
| İzlediğim 62 hastadan elde ettiğim şaşırtıcı sonuçta, aletimin geleneksel tanı metodunun negatif olarak tanı koyduğu hastaların yarısından fazlasında bakteriyel konuşmalar saptamasıydı. | TED | النتائج المفاجئة، لل62 مريض الذين تتبعتهم أنا حيث كشفت أداتي عن أحاديث بكتيرية فيهم في أكثر من نصف عينات المرضى والتي شخصت بنتائج سلبية بالأساليب التقليدية. |