Bakın burada daha fazla kalıp bu lanet hikâyeleri daha fazla dinleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني البقاء هنا أكثر من هذا و الاستماع لهذه القصص اللعينة |
Onu ne kadar sevsek de daha fazla inkar edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكن أن نُنكر أكثر من هذا بقدر ما نحبّه |
- Burası çöl. Böcekler ve maddeler Bundan daha fazlasını vermeyecektir. | Open Subtitles | إنه الصحراء الحشرات و الجزيئات لن تقوم بتضيقه أكثر من هذا |
Eğer onu bir daha görürsem, bundan fazlasını yaparım. | Open Subtitles | إذا رأيته ثانيةً، فسأغلق أكثر من هذا المحل |
Ona o domuzdan daha çok annelik yaptım. | Open Subtitles | لقد كنت أكثر من أمٍ له أكثر من هذا الخنزير الملعون |
Onun bir programcı olduğunu söylerken, yaptığı bazı şeyler önemli olan gelecekte olacak şeyleri söylemesidir. Daha fazlası | TED | حين تقول أنها مبرمجة، فقد قامت ببعض ذلك، لكن الأمر الحقيقي هو أنها قالت أن المستقبل سيكون أكثر من هذا بكثير. |
Böylece bu çevrecilik trendinden kimin daha fazla para kazandırabileceğini görecek. | Open Subtitles | ليرى أيها يستطيع أن يجني ربحاً أكثر من هذا الاتجاه البيئي |
Buradasın. Bak, bunu daha fazla yapamam, o çocuk değil, o bir canavar! | Open Subtitles | إنظري، أنا لا أستطيع الإستمرار أكثر من هذا إنها ليست طفلة، إنها وحش |
Ortağın seninle irtibata geçince, ona paranın düşündüğünden daha fazla edeceğini söyle. | Open Subtitles | ..عندما يتصل بك شريكك أخبره بأن القطعة تساوي أكثر من هذا بكثير |
Diyorum ki, genelde 30 dakika içinde bundan çok daha fazla şey olur. | Open Subtitles | كل ما أقوله بأنه عادة يحصل أكثر من هذا بكثير خلال 30 دقيقة |
Ama o zamana kadar, onları daha fazla kızdırmayalım. Kalk lan ayağa! | Open Subtitles | سوف نسوي الأمر وحتى ذلك دعينا لا نحاول إغاظته أكثر من هذا |
Ama belki Bundan daha fazlasısındır. Belki de onlardan birisindir. | Open Subtitles | لكن ربما كنت أكثر من هذا ربما كنت واحدة منها |
Ama günün sonu geldiğinde, Bundan daha iyisini hak ediyorsun. | Open Subtitles | ولكن فى نهاية اليوم ، انت تستحق أكثر من هذا |
Beni Bundan daha iyi tanıyor olman gerekiyordu. - Evleniyor musunuz? | Open Subtitles | يجب أنت تعرفيني أكثر من هذا أنتما الاثنين سوف تتزوجان ؟ |
Eğer onu bir daha görürsem, bundan fazlasını yaparım. | Open Subtitles | إذا رأيته ثانيةً، فسأغلق أكثر من هذا المحل |
Eğer ona ulaşmaya çalışacaksam bundan fazlasını öğrenmem gerek. | Open Subtitles | حسنا، إذا واتني أي حظ للوصول إليها، فإنني سأحتاج لمعرفة أكثر من هذا. قطعـا. |
Benim daha çok kemiğim var. Beni etkilemeye çalışıyorsan, başarısız oldun. | Open Subtitles | لدي عظام أكثر من هذا الرجل إن كنت تحاول إثارة إعجابي ، فقد فشلت |
Yarışı kazanmadık ama acemi sezonunda, ikinci sıradaki bir motorla daha fazlasını isteyemezdik. | Open Subtitles | لكن كراكب جديد فوق دراجة تابعة أنت لاتستطيع أن تتمنى أكثر من هذا |
Ama benim istediğim... Bundan daha fazlası. | Open Subtitles | و لكن ما أريده حقاً هي أن أكون أكثر من هذا |
daha da barizleşiyor. Yani lütfen... Beni ayarlayacağı kimse yoktu. | Open Subtitles | أنه أكثر من هذا ، ولا يوجد رجل سيجعلنى أواعدة |
Oh, bana Artık söyleme, Çünkü bunun nereye gittiğini biliyorum. | Open Subtitles | لا تخبريني أكثر من هذا لأنّي أعرف أين سيتجه الأمر. |
Biraz daha kalırsam, arabamı tanımalarından korkuyorum. Bu sizin için iyi olmaz. | Open Subtitles | أخشى أن يتعرف أحداً على تلك العربة إن وقفت هنا أكثر من هذا |
Bir keresinde kovboy şapkası görmüştüm. Bundan fazlasına ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | مرة من المرات, رأيت شكل قبعة راعي بقر رباه, مع ذلك ستحتاج الى أكثر من هذا |