İzini kapatmak için de adamın cesedini kereste öğütücüsüne attı. | Open Subtitles | وبعدها ألقى بجثة المحاسب بداخل مطحنة للخشب لكي يخفي آثاره. |
Hırsızlık kurbanı katili öldürdü, paniğe kapılıp ve cesedi attı. | Open Subtitles | لقد قتل السارق ضحيتنا بحادث سرقة فأرتعب، و ألقى الجثة |
"Ölüm döşeğindeki adam yatağında doğruldu... korku içindeki çocuklarına yıldırım gibi bir bakış fırlattı. | Open Subtitles | رفع الرجل المحتضر راسه لأعلى و ألقى على أطفاله نظرة ثاقبة |
Çünkü insanlar biri koku bombası atmış gibi çıkışa koşuyor. | Open Subtitles | الناس يعدون إلى باب الخروج كما لو أن شخصاً ما ألقى قنبلة كريهة الرائحة. |
bırak tabancayı, bırak tabancayı. | Open Subtitles | وعندى فى الطابق الاعلى مجموعة من روايات الاثارة الجنسية ألقى بالمسدس، القى به |
Bizler yeterince uzaklaştığımızda, onu Florin' e geri götür ve Umutsuzluk Zındanı' na at. | Open Subtitles | عندما نبعد عن مرمى البصر عد به الى فلورين و ألقى به فى حفرة اليأس |
Hem herkesi görebilmek hem de uzun görünmek için, arabanın içinde ayakta duruyordu. Bir konuşma yaptı. | Open Subtitles | وواقفاً فوق سيارته ليتمكن من رؤية الوحدة بأكلمها، ألقى خطاباً |
Orada bir denetmen kaçak bir köleye iki sterlin attı, onu ıskaladı ve Minty'e çarptı. | TED | هناك، ألقى أحد المشرفين بأثقال وزنها 2 باوند على عبد هارب، ولكنه أصاب منتي بالخطأ. |
Amerikalılar, Japonları teslimiyete teşvik eden el ilânları attı. | Open Subtitles | ألقى الأمريكان بمنشورات يحثون فيها اليـابـانيين عـلى الأستـسـلام |
Kes ateşi Curry. Herif elbombası attı. | Open Subtitles | توقف عن إطلاق النيران , يا كورى . لقد ألقى قنبلة يدوية |
O gece, bizim mangadaki çocuklar üzerime battaniye attı beş dakika boyunca devamlı omzumu yumrukladılar daha sonra da ellerime tutkal döktüler. | Open Subtitles | هذه الليلة، ألقى زملائي في الفريق ملاءة عليَّ تبادلوا الأدوار في لكمي لخمس دقائق ثم سكبوا الصمغ على يدي |
- Evlilik yüzüğümü çıkarmayınca da kuşlara soda şişesi fırlattı. | Open Subtitles | وعندما وأود أن لا يعطيه بلدي حلقة الزفاف، وقال انه ألقى الصودا يمكن في الطيور. |
Neyse, bana devasa Conan kılcını fırlattı , tamam mı? | Open Subtitles | على أي حال ، ألقى لي هذا السيف اللعين ، حسناً ؟ |
Söyelenene göre, kendisine ibne diyen birini 30 katlı bir binadan atmış. | Open Subtitles | لقد ألقى بشخص من أعلى بناية من 30 طابق لوصفه بالحثالة. |
Neden içeri gelmeme izin vermiyorsunuz? Bende bir göz atmış olurum onlara. | Open Subtitles | لماذا لا تدخلنى للداخل كى ألقى نظرة عليهم ؟ |
bırak da çenendeki kesiğe bir bakayım. | Open Subtitles | على الأقل ، دعينى ألقى نظرة على ذلك الجرح ، فى ذقنك |
Silahı at ve uçaktan valizi getir. | Open Subtitles | ألقى المسدس وأصعدى للطائرة أحضرى لى الحقيبة |
Khrushchev, gizli bir toplantıda orada bulunanları hayretler içinde bırakan bir konuşma yaptı. | Open Subtitles | عبر جلسة سرية ألقى خوروشوف خطابًا أذهل جميع الحاضرين |
Bilmiyorum, çünkü birileri beni onu yığına atmak zorunda bıraktı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف لان شخص ما جعلنى ألقى به فى الحفرة |
Saati sormadan önce güneşe bir göz attığını da hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر متى سأل عن الوقت، ألقى نظرة على الشمس. |
Yani tam bir inceleme yapmış olduğuna hiç şüphe yok. | Open Subtitles | لذلك لا شك انه قد ألقى نظرة على المكان من قبل |
Bu beni rahatsız ediyor ve parayı yırtıp atmak istiyorum. | Open Subtitles | أتعرف هذا يجعلنى مضطربة. أريد أن ألقى بكل هذه الأموال. |
Sonra mutfağa gittim ve Kate'in kahve fincanlarını ilaveten buzdolabında ona ait her şeyi attım. | Open Subtitles | ثم ألقى كل شيء في الأطفال الذين كانوا في المطبخ. |
En mantıklı tahminimiz, birinin yüzüne sülfürik asit attığı yönünde. | Open Subtitles | أفضل تخمين لدينا أن شخص ما ألقى عليها حمض الكبريتيك. |
Kendimi ayaklarınıza atıp, size bağlanmak ve bir daha da ayrılmamaktı. | Open Subtitles | أن ألقى بنفسى عند قدميك أن أتعلق بك ولا أتركك أبداً |
Ölü bir balık atıyorum, onlar da yüzgeçleriyle alkış tutuyor. | Open Subtitles | ألقى إليهم بالسمك الميت فيرفرفون زعانفهم |
Eve göz yaşartıcı bomba atan hakkında bilginiz var mı? | Open Subtitles | هل تعلم من ألقى بقنبلة الغاز المسيّل للدموع في الحجرة؟ |