Bağımlı olsa da olmasa da, acısını gerçekmiş gibi tedavi etmelisin. Neden? | Open Subtitles | مدمن أو لا , عليك أن تعاملل ألمه كما لو كان حقيقياً |
Demek istediğim, kendini öldürmek yerine acısını mükemmel bir şey yaratmak için kullandı. | Open Subtitles | المقصد هو أنه بدلا من أن يقتل نفسه استغل ألمه ليصنع شيء جميل |
Ya da uygun kelimeyi... acısını tarif edecek kelimeyi. | Open Subtitles | أو لربما كان يبحث عن كلمات كلمات تعبر عن ألمه |
acısı sonunda bitti. Artık nihayet birbirimizi duyabiliriz. | Open Subtitles | لقد انتهى ألمه ويمكننا أخيرا أن نسمع بعضنا البعض |
Bence ağrısı bir idrar yolu iltihabına bağlı. | Open Subtitles | أعتقد أن ألمه متعلق بعدوى في المسالك بوليةِ |
Şimdi, ailesini kaybetmesinin gerçek bedeli, acı bir şekilde ortada. | Open Subtitles | والأن الثمن الحقيقي في خسارة كل عائلتها يبدوا ألمه واضحا |
Biraz kan al, acısını dindirmek için meperidin ver. | Open Subtitles | أعطيه بعض الدم و بعض المسكنات من أجل ألمه |
Adam işini kaybetmek istemediği için acısını gizliyordu. | Open Subtitles | لكن لديهم ألم هذا الرجل خائف علي وظيفته لذا يخفي ألمه |
acısını arttıracaksın ama değişiklik yapacak kadar da değil. | Open Subtitles | ستزيد من ألمه لكن لن يكون هذا كافياً ليصنع فرقاً |
Şimdi de bütün dünyanın onun acısını anlamasını istiyor değil mi? | Open Subtitles | انه يجعل العالم بأسره يفهم ألمه اليس كذلك؟ |
Babasını kaybetmenin ve ailesini üzmenin acısını uyuşturuculardan çıkarıyordu. | Open Subtitles | المخدرات كانت الوسيلة أمام الفتى ليخفي ألمه عن فقدانه لوالده ويخذل أسرته |
Kaçınılmaz sonu değiştirmez ancak acısını alır ve ciğerlerini rahatlatır. | Open Subtitles | لن تمنع المحتوم، لكنّها ستهوّن ألمه وتهدّئ رئتيه. |
Ve susturulsa da bir adam acısı tarafından | Open Subtitles | و مع ذلك كان الرجل صامتا على ألمه |
Onun acısı bizim kârımız, Gail. | Open Subtitles | ألمه يقدمه لنا مرة أخرى , غايل |
ağrısı kesinlikle azalacak... ama bilinci şimdikinden... daha da çok gelip gidecek. | Open Subtitles | سيشفي ألمه بالتأكيد لكنه سيظل يفقد وعيه و يستعيده بشكل أسوأ مما هو عليه الآن، أعني |
ağrısı kesinlikle azalacak... ama bilinci şimdikinden... daha da çok gelip gidecek. | Open Subtitles | سيشفي ألمه بالتأكيد لكنه سيظل يفقد وعيه و يستعيده بشكل أسوأ مما هو عليه الآن، أعني |
Kanserinin neden olduğu acı git gide büyüyecek ve büyüyecek. Bu sürede, düşüncesi işlevsel olarak git gide daha da azalacak. | Open Subtitles | ألمه من السّرطان يتصاعد بينما قدرته على أن يكون عقلانيًّا وظيفيًّا تتضائل. |
İntikam, acısının ebedi olmasını gerektiriyor. Tıpkı bizimki gibi! | Open Subtitles | الثأر يطلب ذلك إن ألمه يكون أبدى , بينما لنا |
Efendimin bana verdiği güç ile, ona acılarını dindirecek gücü verebilirim. | Open Subtitles | بالقوّة فقط استطيع ان اخدمه أستطيع إعطائه القوّة لإنهاء ألمه. |
Yok. Babamda vardı. Işık ağrılarını başlatırdı. | Open Subtitles | -أصاب أبي، كان يبدأ ألمه مع ضوء النهار . |
Onun acısıyla yıllarca yaşayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني العيش بالتغدي على ألمه ﻷعوام |
Ağrıya bu sebep oluyor. | Open Subtitles | ألمه سبب ما وهذا |
Kalbin acılarının son bulmasını istiyor. | Open Subtitles | قلبك يريد ان يتوقف ألمه |