Ben sana tamamıyla sadıktım ama başkalarının kollarında huzur aramandan dolayı seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | كنت مخلصة تماماً ولكن أنا لا ألومك للبحث عن الراحة في أحضان الآخرين |
Şüpheci olduğun için seni suçlamıyorum fakat... birlikte çalışmamız lazım. | Open Subtitles | ..لا ألومك على شعورك بالشك، ولكن نحن بحاجة للعمل معاً |
Harikulade bir kız. Onu kıskandığınız için sizi suçlamıyorum. | Open Subtitles | إنها فتاة متميزة جداً لا ألومك على كونك غيوراً |
Genç ve tecrübesizliğin yüzünden bunları bilmediğin için seni suçlayamam. | Open Subtitles | أنا لا ألومك لعدم معرفتك ذلك أنت شاب عديم الخبرة |
Kontrol tamamen sende, hepsi senin hatan ve seni suçluyorum. | Open Subtitles | أنتِ مسيطرة تماماً أنتِ مسئولة عن كل هذا وأنا ألومك |
Sizi suçlamıyorum. Evli olsam kaçmak için her fırsatı değerlendirirdim. | Open Subtitles | أنا لا ألومك, لو أني كنت متزوحا .لأنتهزت أي فرصة للهرب منها |
Gönülsüzlüğün yüzünden seni suçlamıyorum. Londra piskoposu ve kilise başrahibi olarak... başpiskopos sen olmalıydın. | Open Subtitles | لا ألومك على ترددك، فبما أنك أسقف على لندن وأهم رجالات الكنيسة، |
Düşmanca davrandığın için seni suçlamıyorum. Ne olduğunu anladım. | Open Subtitles | لا ألومك حين تصبحين عدائية أفهم الأمر تماما |
Seni suçlamıyorum. Kliniği gördüm. Paraya ihtiyacınız var. | Open Subtitles | نعم، أنا لا ألومك ، رأيت العيادة . وأعلم أنها تحتاج الى تمويل |
- Bak, bunu yapmak istemiyorum. - Seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | ــ أنظر، أنا لا أريد أن أفعل ذلك ــ وأنا لا ألومك على ذلك |
Biliyorum. Sizi suçlamıyorum. İspatım yok. | Open Subtitles | أعرف ولا ألومك ولدى الدليل ولكن يوجد طريقة واحدة لتكتشفى هذا |
- Seni suçlamıyorum. Ben de öyle. Yeni yüz nedir? | Open Subtitles | أريد وجهاً جديداً - لا ألومك ، وأنا كذلك - |
Ama hiçbir zaman seni suçlamadım, Truman ve şimdi de seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | ولكنني طوال عمري ما ألقيت اللوم عليك وأنا لا ألومك الاّن |
Ama sizi suçlamıyorum. Benim gibi bir adamı bir masaya oturtun. Kağıtlar hiç önemli değil. | Open Subtitles | لا ألومك على هذا ضع شخصا مثلي في لعبة كهذه ولا تهتم بالأوراق على الاطلاق |
İşin kolayına kaçtığın için seni suçlayamam fakat bu yanlışı düzeltme zamanın geldi. | Open Subtitles | لن ألومك على قطف ثمرة قريبة لكن .. الوقت قد حان لتصحيح الخطأ |
Sizi suçlayamam. İşim gereği, size bir düşman gibi görünmüş olabilirim. | Open Subtitles | أنا لا ألومك ، نظرا لعملي، جئت . كمبعوث من العدو |
Zaten 16 yaşında bir kız hemen hemen aptaldır bu yüzden başkasının yaptığı bir şey için seni suçlayamam. | Open Subtitles | فتاة فى السادسة عشرة عمليا ، انها بلهاء و لهذا لا يمكننى أن ألومك على شئ عمليا كان لشخص آخر |
Kayu. Ama yeni sahibini suçluyorum. | Open Subtitles | لا ألومك يا ستراب لكني ألوم المالك الجديد |
Benimle tekrar konuşmak istemezsen seni suçlamam. | Open Subtitles | و لا ألومك إن لم ترغبـي في التحدث معـي مجددا أبدا |
Bu durumda, büyükanneni tanıyorum, Ve seni suçladığımı söyleyemem. | Open Subtitles | في هذه الحالة، إني أعرف الجدة ولا أَستطيع القول بأنني ألومك |
- Özür dilerim. - Senin suçun değil. | Open Subtitles | أنا اسف - حسنٌ , لا , لا , انا لا ألومك مطلقاً - |
Tamam. Sanırım, senin bakış açınla baksam, seni suçlamazdım. Pekâlâ. | Open Subtitles | أجل، أعتقد أنني لن ألومك لفتنتكِ حسنًا.. |
- Haksız sayılmazsın. Görgüsüzün teki. | Open Subtitles | أنا لا ألومك هذه العاهرة ليس لديها اسلوب راقي |
İşleri batırdım, ve herşey için seni suçladım, ve sen beni affediyorsun... hiçbir soru sormadan. | Open Subtitles | أفسدت الأمور، و ألومك في كل شيء، و أنت تسامحيني و لا أسئلة سئلت |
Seni suçlamadığımı bilmeni istedim. Olanların hiçbiri için. | Open Subtitles | أريدك أن تعرفى فقط أننى لا ألومك على أى شئ مما نحن عليه |
Bilmiyormuşum ve anlamamışım gibi davranmayacağım. Seni de suçlamayacağım. | Open Subtitles | حسناً, لن أخجل واتظاهر أنني لم أفهمك ولن ألومك أيضاً |
Ne için beni suçlama tamam, ben seni suçlamıyorum? | Open Subtitles | لا بأس، أنا لا ألومك. ـ لا تلوميني على ماذا؟ ـ للرحيل بعيداً |
Benden nefret etmekte yerden göğe kadar haklısın. Seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | أنظر ، أعلم أنك تكرهميّ للغاية ، وأنا لا ألومك على هذا. |