Özgür Kanatlar'a gidiyoruz. | Open Subtitles | سوف نذهب ألى أجنحه الحريه هل تعرف ما هو؟ |
John'a görünmek istemez misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك لا تريد التحدث ألى جون؟ |
Sonra Çin'e, bakalım orada iş bulabilir miyim. | Open Subtitles | ثم ألى الصين أرى أذا كان يمكننى الحصول على عمل هناك. |
Santa Fe' ye zamanında yetişemeyeceğiz bu gidişle. | Open Subtitles | نحن أَبَداً لن نصل ألى سانتا بحلول الثالثة |
Chicago'ya olan bütün uçuşlar kötü hava koşullarından dolayı ertelendi. | Open Subtitles | كل الطائرات المتجهه ألى شيكاجو تم ألغاءها بسبب الطقس السىء |
Annem doğru eve gidin dedi. | Open Subtitles | لكن أمى قالت أن تأخذنا ألى المنزل مباشره |
Ama cenneti temsil eden sensen, beni de oraya götür. | Open Subtitles | لكن لو وصفتى لى ما هى السماء عندها خذيني ألى هناك |
Seni bana geri döndürenin, Gail olacağını asla tahmin etmezdim. | Open Subtitles | لم أكن أظن أبداً أن جيل هو من سيعيدك ألى |
Belboy'a gerek olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | أرأيت لقد أخبرتك لسنا بحاجة ألى رجل البالون |
Şunları için, Nazi arabasını geri vereceğiz, kendi arabamızı tamir ettirip Vegas' a döneceğiz David Copperfield' i göreceğiz! | Open Subtitles | لذا أشرب هذا، وبعد ذلك سَنَعُيدُ ألى النازيون سيارتهم. سنصلح هذه السيارة ثم سنرجعها لهم فى فيجاس لنرى دايفد كوبرفيلد |
Ben Beyaz Saray'a bağlıyım. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل هذا. أنا فى طريقى ألى البيت الابيض. |
Ve ben yokken Paul'a bir şey olursa sorumlusu sizsiniz. | Open Subtitles | و لو أى شىء حدث ألى بول أثناء غيابى أعتبروا أنفسكم مسئوليين |
Lily'yi ilk kez trene bindirip Chinatown'a kısa bir gezi yaptık. | Open Subtitles | أخذنا ليلي ألى أول ركوب قطار لها فقط رحلة صغيرة الى الحي الصيني |
London'dan Johannesburg'a taşındık, oradan da Holland'aya. | Open Subtitles | من لندن ذهبنا ألى جوهانسبيرق, ثُم الى هولندا. |
Apokalips'e karışmama konusunda bir barış yaptığımızı unutuyorsun. | Open Subtitles | هل نسيت بأسم السلام أقسمنا بأن لا ننشأ أي حرب تؤدي ألى الاباده |
Dee, Harper'ı ara, Portland ve Mulroney'e bu adreste benimle buluşsunlar. | Open Subtitles | (دي)، أخبري (هاربر)، (بورلاند)، و(مالروني) بأن يوافوني ألى هذا العنوان،في الحال |
Sıcak su için musluğu saat 4'e çevir, ısınınca da 9'a geri getir sonra da 11'e. | Open Subtitles | أذا أردت أن تحصل على ماء دافىء أدر الصنبور على الدرجه4وبعد أن يصبح دافئاً قم بأدارتها ألى الـ9 ثم أرجعها ألى الـ11 نوعاً ما من الأمان |
İsviçre'ye gitmek isteyip istemediğimi sordular. | Open Subtitles | لقد سألوا أذا كنت أريد الذهاب ألى سويسرا ؟ |
Evet, burada bu iki insanın evlenmesine karşı olan biri varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun. | Open Subtitles | أذا كان هناك أى أحد فى القاعة عندة سبب يمنع هذين الشخصين من الزواج فاليتكلم الآن أو ليصمت ألى الأبد |
Otobüs garına gidin. Birine bindir. | Open Subtitles | خذها ألى محطة الحافلات، أجعلها تستقل واحدة. |
Ama sen cenneti temsil ediyorsan, beni oraya götür. | Open Subtitles | لكن لو وصفتى لى ما هى السماء عندها خذيني ألى هناك |
Altın ağırlık yapıyor. geri çekmek gerek. | Open Subtitles | الذهب يسحبنا ألى اللحافة يجب أحضارة الى هنا |
O Sally. Bahsettiğim Allie, tehlikeli yerlerde seks yapmayı seven kız. | Open Subtitles | هذه كانت سالى أقصد ألى الفتاة التى تمارس الجنس بالأماكن الخطرة |