hiçbir zaman gelmesini istemediğin bir otobüsü bekliyorsun çünkü bir yere gitmek istemiyorsun. | Open Subtitles | تنتظرين حافلةً آملة ألّا تصل أبداً لأنكِ لا تريدين ركوبها لأنك لا ترغبين بالذهاب لأي مكان |
Ancak bu insanlar muhtemelen asla inanmayacağınız türden. | TED | لكن هناك هؤلاء الأشخاص الذين من الممكن ألّا تصدقهم أبداً. |
Gitmemesi için ikna etmeye çalıştım kimsenin savaşı olmadığını söyledim ama dinlemedi. | Open Subtitles | حاولت إقناعه ألّا يذهب أخبرته أنها حرب للا شيء, لكنه لم يستمع |
Anma törenine yetiştiremeyecek diye çok korktum. | Open Subtitles | كنتُ خائفة ألّا تستطيع بانهائه قبل الموعد المحدد للتأبين |
Tüm bu işleri şerife bıraksak daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | ألّا تظنين علينا أن ندع الشريف يتولى فعل كل هذا؟ |
Bu adanın berbat olmayan bir tarafın olmadığından emin olmak için mi? | Open Subtitles | لأحرص على ألّا يكون هنالك جزء من هذه الجزيرة ليس مزريًا كلّيًّا؟ |
Terapiyi, bırakma kararı verdikten sonra onunla tekrar hiç konuşmadın? | Open Subtitles | إذاً لم تتحدثي إليها مجدداً عندما قررتِ ألّا تتابعي العلاج؟ |
Bir gün aslında ilişkilerin, hiç olmaması gerektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | بأنه يجب ألّا نحظى بأي ارتباط على الاطلاق |
Beni durdurmayacağına dair bana söz ver. | Open Subtitles | عِدنى الآن. عِدنى ألّا تُحاوِل أن تمنعُنى. |
Sonra internetteki hiçbir şeyin silinemeyeceğini hatırladım. | Open Subtitles | أجل، ثم تذكر ألّا شيء على شبكة المعلومات يُمحى قطّ. |
Yani belki en iyisi hiçbir şey yapmamaktır. | Open Subtitles | ولذلك فربما كان أفضل شيء لفعله هو ألّا نفعل شيئاً |
Gerçek bu. "hiçbir zarar verilmeyecek topluma el sürülmeyecek." | Open Subtitles | إنّها الحقيقة، ألّا نسبّب الأذى و أن نتركَ هذه الحضارة سليمة |
Herhangi bir oyunu kazanmanın en iyi yolu, Japonların bana her iki gecede bir söylediği şey: asla ve asla skoru düşünmemek. | TED | أفضل طريقة لتفوز في أي مباراة، وفقًا لما تخبرني به اليابان كل ليلة من أصل اثنتين، هي ألّا تفكر في النتيجة أبدًا أبدًا. |
Bu tür şeyleri asla hiç yapmamalıydım. | Open Subtitles | هناك أشياء معينة يجب على المرء ألّا يفعلها |
Birisi, asla... en iyi arkadaşının karısına aşık olmamalı. | Open Subtitles | يجب على الرجُل ألّا يقع في حب زوجة أعز أصدقائه أبداً |
- Burada bir tehlike olmadığını biliyoruz. Boş bir hayalet kasabası sadece. | Open Subtitles | كلانا يعلم ألّا خطر حقيقيّ هنا، إن هي إلّا مدينة أشباح خاوية. |
Latince alıntılarla dolu muhteşem bir konuşmayla inananların korkmasına gerek olmadığını söyler. | Open Subtitles | بخطبة رائعة، مليئة بالاقتباسات اللاتينيّة ويحكي لهم أنهم، المؤمنون، يجب ألّا يخافوا |
Şimdilik kımıldamayacağız ve burası cehenneme dönmesin diye dua edeceğiz. | Open Subtitles | علينا أن نبقى مكاننا الآن، ولندعوا ألّا يسوء الوضع. |
Geceleri alkol satış yasağı başladıktan sonra kimseye içki vermiş olmayalım diye saatlerimizi 15 dakika ileri aldık. | Open Subtitles | ما هو توقيت الحانة؟ ساعات الحانة مُقدّمة 15 دقيقة لحرصنا على ألّا نزوّد أحداً بالشراب بعد حظر التجول |
Eğer ben buradaysam, siz de buradaysanız, bu "bizim" zamanımız olmaz mı? | Open Subtitles | لو أنا هُنا وأنتَ هُنا، ألّا يجعلُ ذلك من وقتنا جميعًا؟ |
Parelel olarak bu iki çalışmaya sahip olmak ve evrimi bastırmamak gerçekten de önemli. | TED | فمن المهم جداً أن نقوم بتسيير هذين النظامين بشكل متوازي و ألّا نقوم بإرباك التطور |
Bir kurt olarak doğmadığının farkındayım ama hiç değilse kurt gibi davranamaz mısın? | Open Subtitles | أدرك أنّك لم تولد ذئباً، لكن ألّا يمكنك على الأقل أن تتصرف مثلهم؟ |
Yeniden yürüyeceğimin garantisini veriyorlar ama davana devam etmemem gerektiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يؤكّدون لي أنني سأستطيع السير لكنهم يقولون أني يجب ألّا أتابع قضيّتك |
Beklentileri karşılayamayacağıma dair o kadar çok korkuyorum ki, ...kıçım buz gibi oluyor. | Open Subtitles | أرتعبُ جدّاً من ألّا أكونَ بالمستوى المتوقّع، لدرجةِ أنّ مؤخّرتي تصبحُ باردةً. |
Ben FBI'danım. Eğer metamfetamin işine dahilsen söz veriyorum kaçmaman en iyisi olacak. | Open Subtitles | أنصت، إني أعمل لدى المباحث الفيدرالية لو أنك متورط بالمخدرات، فيحسُن ألّا تهرب. |