Valiyi temsil ediyorum. Hapishanelerdeki görev gücünü yönetiyorum. | Open Subtitles | أمثّل الحاكم أدير فرقته الخاصة حول السجن |
Senyor Ruiz ve Montes'in çıkarlarını temsil ediyorum. | Open Subtitles | أنا أمثّل مصالح السيد مونتيز والسيد رويز |
Toprağın altına gömmeye çalıştığın her şeyi temsil ediyorum. | Open Subtitles | إنّي أمثّل كافّة الأشياء التي تحاول إبقاءها مدفونةً. |
Bilmelisin ki her yaptığım Rol değildi. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن تعرف أنّي لمْ أكن أمثّل طوال الوقت. |
Hayalimdeki işin bu olmadığı belliydi, fakat bir filmde Rol aldığımı ve filmde de garson rolünü oynadığımı ve çok iyi oynamam gerektiğini hayal ettiğim bir oyun oynamaya karar verdim. | TED | من الواضح لم تكن هذه وظيفة أحلامي، ولكنني قررت أن ألعب لعبة حيث أتخيل بأنني أتقمص دورًا في فيلم، وبأنني نادلة في ذلك الفيلم، وعليّ أن أمثّل جيدًا. |
Oyun oynamıyorum. Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | أنا لست أمثّل , ما الذي تفعله ؟ |
İki ebeveyni temsil ettiğim için iki oy hakkım var. | Open Subtitles | مرجن اهدأ لدى صوتين لأنّنى أمثّل الوالدين هنا |
Stratejik Hükûmet İcra Emniyet ve Lojistik Departmanı'nı temsilen buradayım ve karantina bölgesine girmek üzeresiniz. | Open Subtitles | أنا أمثّل شعبة التدخل والإنقاذ واللوجيستيات القومية الإستراتيجية وأنتم على وشك الدخول .إلى مكان حجر صحّي |
Çocuk oyuncaklarıyla kendini çevreleyen bir yetişkin olarak, ben senin, bu yapay dünyayı tercih eden ruhunun bir kısmını temsil ediyorum. | Open Subtitles | ،كرجل بالغ والذي يحيط نفسه بألعاب الأطفال أنا أمثّل الجزء من نفسيتك الذي يفضّل العالم الاصطناعي |
Merhaba, Ben homoseksüelim diye bağıran bir topluluğu temsil ediyorum. | Open Subtitles | أوه مرحب، أنا أمثّل العديد من مثليين الجنس |
Bu soruna senin için bakardım ama bakamam çünkü Mustafa'yı temsil ediyorum. | Open Subtitles | أود أن أنظر إلى هذه المشكلة لك، ولكنّي لا أستطيع حيث أنّي أمثّل مصطفى |
Şimdi bu odada yaklaşık 3000 yıllık ilim söz konusuyken ben bu ilimin altı haftalık kısmını temsil ediyorum. | Open Subtitles | هناك عصارة 3000 عام من الحكمة بهذه الغرفة وأنا أمثّل حوالي 6 أسابيع منها فقط. |
Ve orası oldukça fakir bir bölge, ben kuzey Kenya'yı temsil ediyorum -- | TED | وهي منطقة فقيرة حقاً، أنا أمثّل شمال كينيا-ـ |
- Şu anda daha büyük bir kurumu temsil ediyorum. | Open Subtitles | أنا الآن أمثّل منظمة أضخم نوعاً ما |
Bence ben senin işinde mücadele ettiğin her türlü sorunu temsil ediyorum... | Open Subtitles | أظن أنني أصبحتُ أمثّل كل شيء تعاني منه في عملك... |
Henrik Vanger'i temsil ediyorum. | Open Subtitles | أنا محامي أنا أمثّل السيد "هنريك وانكر". |
Evet, Rol yapıyordum, fakat sana değil. | Open Subtitles | أجل، إنّي أمثّل ولكن ليس معكِ. |
- Ama sen beni hiç Rol yaparken görmedin. | Open Subtitles | ولكنك لم ترني أمثّل إطلاقاً |
Ve söz veriyorum, bu sefer Rol yapmayacağım. | Open Subtitles | وأعدك بألاّ أمثّل هذه المرّة. |
Rol yaparken beni görmedi. | Open Subtitles | -إنه لم يرني أمثّل |
Artık oynamıyorum! | Open Subtitles | ! لن أمثّل بعد الآن |
Şehri temsil ettiğim için meclislerin bana şükranlarını sunması gerekiyor ve benim de onlar için parti düzenlemem. | Open Subtitles | وطالما أمثّل المدينة، فإن المعاشر ستقدّم لي القرابين وسأقيم لهم حفلًا. |
Stratejik Hükûmet İcra Emniyet ve Lojistik Departmanı'nı temsilen buradayım ve karantina bölgesine girmek üzeresiniz. | Open Subtitles | أنا أمثّل شعبة التدخل والإنقاذ واللوجيستيات القومية الإستراتيجية وأنتم على وشك الدخول .إلى مكان حجر صحّي |