Bunu unutup kristali bencil amaçlar için kullanmak büyük talihsizlikleri beraberinde getirecektir. | Open Subtitles | إذا نسيت هذا ثم استخدمت طاقة البلورة لأغراض أنانية ستجلب مأساة كبيرة |
Hayır kavramıyla dalga geçebilecek kadar bencil bir kadınla evliyim. | Open Subtitles | إنني متزوج من إمرأة أنانية جداً تسخرّ من مفهوم الصدّقة |
Seni tekrardan kendi bencil gerekçeleri için tehlikeli bir yola koymasından nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره أن يضعك في طريق خطر مرة أخرى لأسباب أنانية شخصية به |
Hayatını öylece atmam bir şey ama sonra Ned'i tehlikeye atman, bu bencilce. | Open Subtitles | إنه شيء واحد لرمي حياتك بعيدا لكن لوضع نيد في خطر هذه أنانية |
bencilce olduğunu biliyorum ama Lana ile aramız tam da samimileşiyordu... | Open Subtitles | أعرف أن هذه أنانية ولكن الأمور بدأت تتحسن بيني وبين لانا |
Ama sonuç zarar ve acı olacaksa asil bir davranış değil sadece bencillik | Open Subtitles | لك لو كانت النتيجة ليست سوى الضرر والألم فهذا ليس نبلاً بل أنانية |
Yani, hiç ortak noktamız yok; sen bencilsin; | Open Subtitles | أعني, لم يكن بيننا أمور مشتركة كثيرة منذ البداية أنت إنسانة أنانية |
Ama sadece bencil bir kaltak bunları başkalarının üstüne yıkıp kaçabilir. | Open Subtitles | ولكن عاهرة أنانية وحدها من تخرج من الحياة وتنقل آلامها للجميع |
Küçük bencil bir kızsın gerçeği onun acısına çevirebileceğini düşünen. | Open Subtitles | و أنتِ فتاة أنانية صغيرة, تظن أن الحقيقة ستشفي جراحها |
AS: bencil bir karakteri nasıl sevdirirsiniz? | TED | أ.س: إذن كيف تجعل شخصية أنانية مثيرة للإعجاب؟ |
Geninde bir mutasyon oluşuyor ve bencil bir yol izlemeye programlanıyor. | TED | هناك تَحوّرٌ في المورثة وأن أحدَها يتحَوّر ليَتّبِعَ استراتيجيةً أنانية. |
Bunların hepsini test ettik ve Daniel insanların kesinlikle bencil olmayabildiklerini söyledi. | TED | أجرينا اختبارات، وفي نهاية الأمر، خلصنا إلى أن بمقدور الناس التعامل من دون أنانية. |
Neden? Çünkü tümler bencil çoğaltıcılardır ne biz, ne gezegenimiz ne de başka şeyler umurlarında. | TED | لماذا ؟ لأن التيمات مكررات أنانية ولا يهتمون بنا، ولا بكوكبنا، ولا بأي شيء آخر.. |
İnsan doğası yalnızca bencil değil, aynı zamanda merhametli de. | TED | وطبيعتنا الإنسانية ليست أنانية فقط , إنها أيضا رحيمة . |
Bu duayı okuduğunuzda, kulağınıza inanılmaz bencil ve ben-merkezci gelir. Şöyle demiş gibi gelir, | TED | عندما تقرأ هذه الصلاة، إنها تبدو أنانية بصورة غير معقولة، مركزة على الذات. إنها تبدو مثل، |
Bu yaptığın salakça şaka, şimdiye kadar yaptığın en bencilce şey! | Open Subtitles | هده المزحة الغبية هي الاكثر أنانية من اي شيئ فعلته سابقا |
Ve bir açıdan yapabileceğimiz en bencilce şeydir. | TED | وهي بطريقة ما أكثر الأشياء أنانية نقوم بممارستها. |
Çünkü cadılar hayatın akışını kendi bencilce sebepleriyle değiştiremez. | Open Subtitles | لأن الساحرات غير مسموح لها بتغيير نسيج الحياة لأسباب أنانية |
bencillik ettim, çünkü onun iyi bir insan olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا كنت أنانية, فقط لأني لم أعتقد أنهُ شخص لطيف |
Böyle hissetmeme sebep olduğun için bencilsin ve böyle hissetmekten hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أنتِ أنانية لجعلي أشعر بهذه الطريقة، وأنا أكره الشعور هكذا. |
Haklısın. Ne kadar da bencilim. Burada birlikte sonsuza dek bekleyelim. | Open Subtitles | صحيح, كم أنا أنانية سنبقى هنا فقط إلى الأبد |
Bütün hayatını oğlunun üzerine kuran güzel, özverili, düşünceli bir kadın. | Open Subtitles | امرأة جميلة ، غير أنانية و طيبة القلب التي بنت حياتها بأكملها حول إبنها |
Bu konuda tamamen egoist olabilirsin. Ne istersen söyle. | Open Subtitles | أنتى يمكن ان تكونى أنانية جدآ حول هذا اى شىء تريديه |
Farkına varamadım. Çok bencildim, çocukca davrandım. | Open Subtitles | أنا ما أدركت أني كنت أنانية وطفولية |
Kendi sırlarımı saklamamda seni sorumlu göstermem, bencilceydi. | Open Subtitles | لقد كانت أنانية مني لجعلك مسؤولة عن حفظ أسراري |
Teknoloji bencildir. Teknoloji cömerttir. | TED | وبالتالي، التكنولوجيا أنانية. التكنولوجيا معطاءة. |
Aşkın bir süreliğine aklımı başımdan aldı, bencilin tekine döndüm. | Open Subtitles | لبعض الوقت حبك أضعفني ، حبك جعلني أنانية |
Dünya gezegeninde gösterdiğin fedakar davranışların galaksi boyunca yankılandı. | Open Subtitles | كلمة تقولها لتصرفاتكَ الغير أنانية على كوكب الأرض. لقد سافرتَ عبر المجرة. |
Şimdi, süregelen 11 yıl boyunca, tek bildiğim bu kadının bu insan evladının, gözlerinin çıkarılması gerektiği. Evlat edinme kağıtlarını imzalamadığı için. Kötü bir kadındı, imzalayamayacak kadar bencildi, o 11 yılı diz çökerek dua ederek geçirdim. | TED | الآن للـ 11 عام الآتية، كل ما اعرفه تلك المرأة، امرأة الولادة. يجب أن تخدش عينيها لعدم توقيعها على أوراق التبني. كانت امرأة شريرة أنانية جداً لتوقع، فقضيت الـ 11 عام أركع و أصلي |
Ama Lanie bugüne dek gördüğüm en hezeyanlı, en kendiyle meşgul en benmerkezci kadınsın. | Open Subtitles | أنك أكثر إنسانة موهومة ومتورطة نفسيا وذاتية و أنانية قابلتها فى حياتي |