Yıllar önce O ve ben öğrenciydik. | Open Subtitles | و قبل عدة سنوات ، أنا وهو كنا على مقاعد الدراسة |
Muhtemelen sizin yaşlı adamdan da duyduğunuz gibi, O ve ben tıp okulunda oldukça çılgın zamanlar geçirmiştik. | Open Subtitles | ومن المحتمل أنك سمعت من والدك أنا وهو قضينا أوقاتاً جميلة في جامعة الطب |
Muhtemelen sizin yaşlı adamdan da duyduğunuz gibi, O ve ben tıp okulunda oldukça çılgın zamanlar geçirmiştik. | Open Subtitles | ومن المحتمل أنك سمعت من والدك أنا وهو قضينا أوقاتاً جميلة في جامعة الطب |
ben ve o. Ben genelde yalnız takılırım gerçekten, ayrıca o biraz iri yarı. | Open Subtitles | أنا وهو , أكثر من وحيد بالأضافة إلي أنه ضخم |
Onunla ben de... odanın şartları neye elverirse, orada olacağız. | Open Subtitles | ووجودنا أنا وهو حيث نكون هذه هي ظروف الغرفة |
Sadece ikimiz. Bu kadar uzak kalacağımız hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | فقط أنا وهو, لم أكن أتصور أن الأمر سيتحول هكذا |
O ve ben, bu yolculuğu 60'lı yıllarda binlerce kez yapmışızdır. | Open Subtitles | قمت أنا وهو بتلك الرحلة آلاف المرات في الستينات |
'O ve ben birlikte çok vakit geçiriyorduk çünkü babası suratsızın tekiydi. | Open Subtitles | نمضي أنا وهو معظم الوقّت سوية لأن والده حقّـاً وغد لعين |
Bilmelisin ki, Julian'ın yönetmen konusunda kesin bir görüşü vardı, ...tıpkı diğer her şeyde olduğu gibi, ...O ve ben tamamen farklı düşünürüz. | Open Subtitles | يجب , أن تعلم أن جوليان لدية اختيارات غريبة بشأن المخرجين وكل شىء أخر أنا وهو لدينا , أشياء مختلفة |
Beni iyi dinle. Buradan seni çıkarabilecek sadece iki kişi var, O ve ben. | Open Subtitles | أصغي إليّ، اثنان فقط من يستطيعان إخراجكِ من هنا، أنا وهو |
Bu arada O ve ben sarışın ile ilgileniriz. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، يمكننا أنا وهو الاهتمام بالشقراء ومفاجأتها |
Sadece O ve ben vardık bu evde. Sizin bakımınıza ve rahatınıza adanarak yaşanmış hayatlar ve sonrasında bu karanlıkta bir başımıza kalışımız, terk edilişimiz. Evet tabii. | Open Subtitles | أنا وهو فقط في هذا المنزل، وحدنا في الظلام، مهملان بعد أن كرسنا حياتنا لأجل راحتكِ والعناية بك |
"O ve ben çok güzel çocuklar yapacağız." | Open Subtitles | وتعتقدي، أنا وهو سوف ننُجب أطفال جُملاء. |
O ve ben, eşsiz bir biçimde nitelikliyiz bir tedavi geliştirmek için, sayısız evliliğin sona ermesini önlemek için. | Open Subtitles | أنا وهو, مؤهلان بشكل فريد لتطوير علاج، لمنع عدد لا يحصى من علاقات الزواج من الفشل. |
Kara bayrağın önünde O ve ben durduğumuzda bir adam ona hizmet vermekten mutluydu. | Open Subtitles | عندما أكون أنا وهو تحت راية القراصنة يكون الفرد سعيداً بالخدمة تحت قيادته. |
Bak, ben ve o bir süre önce belaya bulaştık. O yakalandı, ben yakalanmadım. | Open Subtitles | أنا وهو تورطنا في بعض الأشياء منذ فترة قبضوا عليه وأنا لا |
Aslında, ondan her şeyden çok nefret etmeme rağmen, ben ve o bir şekilde uzlaşma sağladık. | Open Subtitles | في الواقع، على الرغم من بغضي له أكثر من أي وقت مضى فقد عقدت أنا وهو مصالحة من نوع ما |
ben ve o iki aileyi birleştirme konusunu konuşuyorduk, tamam mı? | Open Subtitles | أنا وهو كنا نجري محادثات لدمج العائلتين نعم |
Onunla ben, seni buradan hemen çıkaracağız. | Open Subtitles | أنا وهو سنقوم بإخراجك من هُنا في أقرب وقت |
Onunla ben on yıldan fazladır birlikte çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد عملت أنا وهو معا لأكثر من عقد من الزمان. |
Onunla ben... Biz çok, çok, çok farklıyız. | Open Subtitles | أنا وهو مختلفان تماماً عن بعضنا بعضاً |
Esasen ikimiz de cinsel olarak benim bedenime yoğunlaşmıştık. | Open Subtitles | لذلك، جوهرياً، أنا وهو نركّز على جسدي جنسياً. |