Şu anda güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | في الواقع أنتِ الوحيدة التي يمكنني الوثوق بها |
Sabit sürücüden dosyaları alabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي يمكنها انتزاع البيانات من هذا الهارد |
Kendini seçmememi istemeyen tek kişi sensin. Beni ya seçeceksin ya da seçmeyeceksin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لم تطلب مني ألا أضعها في اللائحة إما أن تختارني أو لا تختارني |
O gece merdivenlerde paraları sayarken beni bir tek sen gördün. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي رأيتني أعُدّ المال على الدرج في تلك الليلة. |
Bu zamana kadar bana hayır diyen tek kişisin. | Open Subtitles | حتى يومنا هذا، أنتِ الوحيدة التي رفضت عرضاً أقدّمه. |
6 insan öldürüldü, ve "Üzgünüm" diyebileceğim tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | قُتل 6 أشخاص، و أنتِ الوحيدة التي يُمكنني الاعتزار لها. |
Bu kadar zamanı açıklayamayan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لا تعرف المدة التي قضتها هنا |
Barınağa en hızlı gidebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لها السرعة الكافية لتعود للمحمية |
Burada onu tanıyan tek kişi sensin ve senin işyerinin orada ölü olarak bulundu. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي تعرفينها ، وقد ماتت أمام مكان عملكِ |
Yeteri kadar gücü olan tek kişi sensin. Yap şu işi. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لديكِ قوة كافية ، أفعلِ ذلك |
Çözemedikleri tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي لم يستطيعوا سبر أغوارها. |
Becca, Edward'ı durdurabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | بيكا، أنتِ الوحيدة التي يمكنها إيقاف إدوارد |
Nasılsa bundan kazançlı çıkan tek kişi sensin. Bu nasıl olabilir? | Open Subtitles | بطريقة مّا أنتِ الوحيدة التي تخرج فائزة، كيف يحدث ذلك؟ |
Nasılsa bundan kazançlı çıkan tek kişi sensin. Bu nasıl olabilir? | Open Subtitles | بطريقة مّا أنتِ الوحيدة التي تخرج فائزة، كيف يحدث ذلك؟ |
Doğru şeyi yapmayı bilen tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي تعرف الشيء الصحيح فعله |
Bana açıkça konuşacak tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي ستقولين لي الحقيقة بلا مداهنة |
Bu yüzden de onları halka ifşa etmeden yok edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | لهذا أنتِ الوحيدة التي يُمكنها إسقاطها، بدون فضح الأمر للعامة |
Bağlantıyı sadece sen kurabilirdin. Yani, "halktan" bir tek sen. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي يمكنُها أن تقوم بالصلة، حسناً، الوحيدة في العامّة |
Olan biten onca şeyden sonra bana iyi davranan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | هل تعرفين أنه بعد كل الذي قيل و فعل أنتِ الوحيدة التي هي طيبة معي |
bir tek sen, Storybrooke'tan ayrılabilirsin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة ''التي تستطيع مغادرة ''ستوري بروك. |
Sen kendini keşfedebilecek tek kişisin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي بإمكانها العثور على حقيقتك. |
Bunu kesin olarak bilebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنا لا أعرف هذا أنتِ الوحيدة التي يمكنها معرفة هذا |
Daha iyisini yapacağıma beni inandıran tek kişi sendin. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي جعلتني أعتقـد أن بإمكـاني أن أصبح أفضل. |