Tek bir şey için buradasın: | Open Subtitles | أنت هنا لأجل سبب واحد واحد فقط |
İş için buradasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت هنا لأجل مقابلة العمل, صحيح؟ |
Büyü için buradasın demek. Molloch öldü sanırım. | Open Subtitles | " أنت هنا لأجل الـ " أوبيا وأنا أفكّر أن (مولوخ) ميّت |
Bir çeşit psikoloji konferansı için mi buradasın sen? | Open Subtitles | هل أنت هنا لأجل مؤتمر لعلم النفس؟ |
- Boston için. Kardinal için mi buradasın? | Open Subtitles | -بوسطن" ". إذاً, هل أنت هنا لأجل الكاردينال؟ |
Annen için buradasın. | Open Subtitles | أنت هنا لأجل والدتك |
Sen kim için buradasın ki? | Open Subtitles | أعني، أنت هنا لأجل من؟ |
Daisy için buradasın. Amacımız için değil. | Open Subtitles | أنت هنا لأجل (دايزي) وليس القضية |
Bobbi için buradasın. | Open Subtitles | (أنت هنا لأجل (بوبي |
Bobbi için buradasın. | Open Subtitles | (أنت هنا لأجل (بوبي |
Karının ıvır zıvırı için mi buradasın? | Open Subtitles | أنت هنا لأجل أغراض زوجتك ؟ |
Eddie için mi buradasın? | Open Subtitles | إدي ؟ أنت هنا لأجل إدي ؟ |
Toplantı için mi buradasın? | Open Subtitles | هل أنت هنا لأجل المؤتمر؟ |