İnsanların kendilerini baş köşede görme konusunda çekingen olduğunu hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | أنت قد تحس بأن الناس سيضعون أنفسهم على وتيرة واحدة |
Bu hikâyeleri yeniden dillendirmek için kendilerini zorlayan tecrübeli tüccarlarla konuştum. | Open Subtitles | تحدثت مع تجار مخضرمين بالكاد أجبروا أنفسهم على تكرار تلك القصص |
Ve insanlar odaya girdiklerinde, kendilerini monitörlerde göreceklerdi, ama farklı bir şekilde: odanın neresinde olurlarsa olsunlar bir kişi sürekli görünmezdi. | TED | وبمشي الناس في الغرفة، سيرون أنفسهم على الشاشة، باستثناء فرق واحد: شخص واحد كان مختفيا دائما أينما تحركوا في الغرفة. |
kendilerini nasıl hayatta tutacaklarını biliyorlardı. | TED | لقد عرفوا كيف يحافظون على أنفسهم على قيد الحياة. |
ve çocuklar bu oyunu oynamaya geldiğinde, kendilerini ekranda kanatlarla görmeyi çok sevdiler. | TED | وعندما حضر الأطفال ليلعبوا هذه اللعبة، أحبوا رؤية أنفسهم على الشاشة بالأجنحة. |
kendilerini olmadıkları bir şey gibi göstermeye çalışan insanlardan. | Open Subtitles | أولئك الذين يقدّمون أنفسهم على أنّهم شيء ليس كما هم |
Bu yüzden, altlarındaki salgı bezlerinden tutkal salgılayarak kendilerini eşlerinin sırtına yapıştırırlar. | Open Subtitles | لذا فهم يفرزون صمغاً من الغدّد التى فى أسفل بطونهم ليلصقوا أنفسهم على ظهر الأناث |
Ve kendilerini en büyük olarak reklam ederek yeni müşteri kazanamazlar. | Open Subtitles | وهم يدركون أنّهم لن يحصلوا على عملاء جدد بتسويق أنفسهم على أنّهم الأضخم |
Mantıksal olarak, insanlar kendilerini yaptıkları veya yapmadıkları bir şey yüzünden cezalandırırlar. | Open Subtitles | من الناحية المنطقيّة، يلوم الناس أنفسهم على شيء فعلوه أو شيء لم يفعلوه |
Ben hep, kırık kalpli kadınlar ve köpekler kendilerini benim mezarımın üstüne atarken, ...yanımda bançom* ve abur cuburlarımla gömülmek istemişimdir. | Open Subtitles | دائماً ما أردت أن أدفن مع آلتي الموسيقية و طعامي و النساء المكلومات و الكلاب يرمون أنفسهم على قبري |
Ne? İntihar etmek isteyenler kendilerini yakmazlar. | Open Subtitles | أرواح الذين انتحاروا عن طريق وضع أنفسهم على النار لن تحرق ابدا |
Ama kendilerini korumaları gerektiğini göstermeleri lazım. Böylece sorun biter. | Open Subtitles | ولكن يجب إظهار أنهم يستخدمونها للدفاع عن أنفسهم على خط السير , ويتوقف الأمر |
Sahtekarlar genelde kendilerini sahtekarım diye tanıtmazdı ama... | Open Subtitles | عادةً لا يُعرّف المخادعين أنفسهم على أنهم كذلك |
İki bölgeyle birden ilgilenirken kendilerini savunabileceklerini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أنهم سيصبحون قادرين على حماية أنفسهم على هذا الطول؟ |
Fransız asilleri kendilerini banyo keyifleriyle tanıtırlar. | Open Subtitles | نبلاء فرنسا عودوا أنفسهم على متعة الاستحمام |
Burada gördüğünüz, Princeton Sosyoloji 101 sınıfı öğrenciler tarafından oluşturulan bir harita ve burada kendilerini bir dünya haritasına yerleştirmişler. Bu tür bir çabanın küresel boyutunu gözlemleyebilirsiniz. | TED | ما ترونه هنا هو خارطة ذاتية الصنع من طلابنا لفصل علم الإجتماع 101 بجامعة برينستون، حيث وضعوا أنفسهم على خارطة العالم، ويمكنكم حقاً رؤية التواصل العالمي لهذا النوع من الجهود. |
Karşılaştıkları ayrımcılık için, şişmanların kendilerini ayıplıyoruz, çünkü ne de olsa beğenmezsek, sadece zayıflamamız lazım o kadar. | TED | حتى أننا قد نلقي باللوم على الأشخاص البدينين أنفسهم على التمييز الذي يتعرضون إليه لأنه في النهاية اذا لم يعجبنا الوضع فكل ما علينا فعله هو خسارة الوزن. |
İkisi kendilerini bizim kanatlarımızda düzenledi. | Open Subtitles | اثنين رتبوا أنفسهم على سطوح سفوحنا |
Bence oradaki Müslümanlar, kendilerini insan olarak görüyorlar. | Open Subtitles | ... أعتقد أن الناس هناك يرون أنفسهم على أنهم |
Bence oradaki Müslümanlar kendilerini insan olarak görüyorlar. | Open Subtitles | ... أعتقد أن الناس هناك يرون أنفسهم على أنهم بشر, على أنهم من نفس الطين |