Aptal olduğumu düşündüğünü ve gitmemi istediğini biliyorum. | Open Subtitles | يجب أن تعلمي ماذا تفعلين أنظر، أعرف أنك تعتقد بأنني غبية وتريدني أن أذهب إلى البيت |
Muhtemelen buna değdiğimi düşündüğünü biliyorum ama değmem. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد إنني أستحق ذلك و أنا لست كذلك. |
Saçmalık olduğunu düşündüğünü ve inanmadığını biliyorum ama ben inanıyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تعتقد أنها أحاسيس غبيه وأنك لا تصدقها ولكنى أصدقها |
Buna inandığını sanmıyorum. Sen de masum olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك تعتقد ذلك أنت تؤمن ببرائتها أيضاً |
Benim bu işle bir ilgim olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد أن لديّ علاقة بهذا الأمر |
Ve karşılaştığınızda... Yoksa âşık olamadığınızı mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | و عندما تفعل ذلك أم أنك تعتقد أنك لست معرضاً لذلك ؟ |
Bu, bugün de var olduklarına inandığınız anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني أنك تعتقد بإمكانية وجودهم اليوم؟ |
Başına gelenlerin hükümetin hatası olduğunu düşündüğünü biliyorum, belki de öyleydi ama ölecek olan insanlar suçsuz. | Open Subtitles | أعرف أنك تعتقد أن ما حدث لك خطأ الحكومة وربما هو كذلك |
Ne düşündüğünü biliyorum. Bir çocuk gibi davranıyorum, ama... | Open Subtitles | أعرف , أعرف أنك تعتقد أننى أتصرّف كالأطفال |
Ne düşündüğünü biliyorum. Bir çocuk gibi davranıyorum, ama... | Open Subtitles | أعرف , أعرف أنك تعتقد أننى أتصرّف كالأطفال |
Onu izlediğini görüyorum. Silahı alabileceğini düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | يمكننى ملاحظة أنك تنظر إليه أعلم أنك تعتقد أنه يمكنك الحصول على هذا المسدس |
Bu, uh, suikâstçi- ...bağlantılarım onun serbest çalıştığını düşündüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | هذا القاتل يخبرني شركائي أنك تعتقد أنه مستقل |
Yaptığının doğru olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama öldürmek asla doğru değil. | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أن ما فعلته صحيح ولكن القتل لا يمكن أن يكون صحيحا أبداً |
Benim endişelerimin, hafta sonu hava durumundan ya da yemek makinesinde olanlardan daha fazla olmadığını düşündüğünü biliyorum ama bütün dünyanın yükü benim omuzlarımda o yüzden, eğer kusuruma bakmazsan, kendi başının çaresine kendin bak. | Open Subtitles | الحقيقة أننى لا أهتم اعتقد أنك تعتقد ان اهتماماتى ليست اكبر من نشرة الطقس الأسبوعية |
Bu ameliyatın mühim olmadığını düşündüğünü biliyorum ama annenleri aramak istemediğine emin misin? | Open Subtitles | أعلم أنك تعتقد أن الجراحة ليست بمسألة كبيرة |
Bak, turnuvanın aptal bir oyun olduğunu düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعتقد أن المعترك نوع من الألعاب الغبية |
Kimseyi öldürmediğime inandığını söyle. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى معرفة أنك تعتقد أنني لم تقتل أي شخص. |
Geçen gün öldürülmüş olabileceğini düşündüğünüzü söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد أخبرتني سابقاً أنك تعتقد أنها قد قُتلت. |
- Biliyorum, kendime borçlu olduğumu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | اسمع، أعرف أنك تعتقد أني أدين بذلك لنفسي |
Bu, bugün de var olduklarına inandığınız anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني أنك تعتقد بإمكانية وجودهم اليوم؟ |
Bütün o paranla falan; bir şekilde benden daha iyi olduğunu sanıyorsun. | Open Subtitles | أعني، أنك تعتقد بأن بجميع أموالك أنك أفضل مني بطريقة أو بأخرى؟ |