Şey sen bana silahın yerini Bildiğini sandığını söylediğin zaman | Open Subtitles | حسن ، عندما أخبرتني أنك تعتقدين أنك تعرفين مكان المسدس |
Savcının da sizin ne kadar özel olduğunuzu tam olarak Bildiğini düşünüyorum hukuki bir ünvana sahip olmadığınız gerçeğine karşın sizi koruyor. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرفين ما هو الخاص جدا فيكي حتى أن المحامي العام يبقيكي بجانبه رغم أنك غير حاصلة على شهادة في القانون |
Acele etmemelisin... ve her şeyi Bildiğini düşünmemelisin. | Open Subtitles | لا يكفي أن تمشي على الممر .و تحسبي أنك تعرفين كل شيء |
Ve o bir süre siz olduğu için ne olduğunu bildiğinizi sanıyoruz. | Open Subtitles | وبما أنها عملت في محلك .. أعتقدنا أنه ربما أنك تعرفين ماتحتويه |
Demek ki kravatlarını takım elbiselerinden daha iyi biliyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرفين روابط عنقه أكثر من سترته |
Umarım ne yaptığını biliyorsundur, genç bayan! Beni duyuyor musun, Amy? | Open Subtitles | أتمنى أنك تعرفين ما تفعلين، ايتها الشابة ،هل تسمعيني، آمي؟ |
Peki Lucy'i tanıdığını nasıl söylersin? | Open Subtitles | وكيف تقولين أنك تعرفين لوسي |
Neyi ima ediyorsun, ilk görüşte her seyi Bildiğini mi? | Open Subtitles | أنت ايضاً تعتقدين أنك تعرفين كل شئ من النظرة الأولى ، ما معنى ذلك ؟ |
Ona bağıracağına, neden sakin bir şekilde, kimsenin bilmediğini düşündüğü şeyleri Bildiğini ona söylemiyorsun? | Open Subtitles | لذا، بدلاً من الصراخ في وجهه لماذا لا تدعيه يعرف بهدوء أنك تعرفين الأشياء التي يظن أنه لا أحد يعرفها |
Ortağıma, çantada ne olduğu kesinlikle Bildiğini söyledi. | Open Subtitles | قال لزميلي أنك تعرفين تماما كل محتويات الكيس |
Bu sefer ciddi olduğumu Bildiğini sanıyorum, çünkü bizimki gibi küçük bir Meksika köyünde tamirci konsepti kesinlikle daha gerçekçi. | Open Subtitles | إفترض أنك تعرفين هذا ...كنت جاد هذه المرة, لأن مبدأ اليد العاملة بالتأكيد أكثر واقعي فى هذه البلدة المكسيكية الصغيرة |
Ortağıma, çantada ne olduğu kesinlikle Bildiğini söyledi. | Open Subtitles | قال لزميلي أنك تعرفين تماما كل محتويات الكيس |
Çok can sıkıcısın. Her şeyi Bildiğini sanıyorsun! | Open Subtitles | أنت مزعجة للغاية , تعتقدين أنك تعرفين كل شيء |
Sanatçılarla baş etmeyi Bildiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | بأني لا أعتقد أنه يجب أن تكوني في صناعة السينما لا أعتقد أنك تعرفين التعامل مع الفنانات |
Özür dilerim Bayan Amma ama söylediğinizden fazlasını bildiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | عذراً سيدة إيما لكنني أعتقد أنك تعرفين أكثر مما تقولين |
Önceki gün mezarlıktayken ne kadar özel olduğunuzu tam olak bildiğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك تعرفين ما هو الخاص جدا الذي تتمتعين به ، حتى أنك كنتي في المقابر في يوم سابق |
Bayan, bütün giriş kodlarını bildiğinizi söylediniz. | Open Subtitles | لقد قلت أنك تعرفين كل الأرقام السرية |
Ortağının adını ve adresini biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | قلت أنك تعرفين اسم شريكه و عنوانه، أليس كذلك؟ |
Bence oğlunuzun ne yaptığını tam olarak biliyorsunuz ve bıraktığınız yerden devam ettiği için mutlusunuz. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرفين بالضبط ماذا كان يفعل ابنك وتعتريك السعادة الغامرة انه أكمل من حيث أنتهيت |
Tek kelime etmeyeceğimi biliyorsunuz. | Open Subtitles | آمل أنك تعرفين بأنّني لن أقول شيئاً أبداً |
Şey, açıkça sen benden daha iyi biliyorsundur. | Open Subtitles | حسنا ً، من الواضح أنك تعرفين أفضلمماأعرف. |
Bunu benden iyi biliyorsundur. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تعرفين أفضل من ذلك أنا أعلم بأنك كذلك |
Gerçek görevin ayrıntıları size söylenecek mi? - Sen biliyorsundur herhalde. | Open Subtitles | و الآن سوف ننجز المهمة الحقيقة أعتقد أنك تعرفين |
Mason Treadwell'i tanıdığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنك تعرفين (ميسون تريدويل) بيننا صداقة وطيدة. |