Seni cenazede gördüm. Roger'ın arkadaşı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد رأيتك أثناء الدفن لم أكن أعرف أنك صديق لروجر |
Nick'in arkadaşı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إسمع، شكراً لك على كل شيء. أعلم أنك صديق لـ(نيـك). |
- Kasım'ın arkadaşı olduğunu söylüyorsun. - Evet, efendim. | Open Subtitles | (أنت تقول أنك صديق (قسيم - نعم يا سيدي - |
Senin için zor olmalı, yani, aynı zamanda Süpermen'in dostuydun. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان صعباً عليك بما أنك صديق (سوبرمان)، كما أعني |
Bir uğrayıp, kulübün dostu olduğunu söyleyip, kendini bir tanıtsana. | Open Subtitles | لمَ لا تعرّج عليهم وتخبرهم أنك صديق النادي وتعرّف عن نفسك؟ |
Bol şans. Otwani ile arkadaş olduğunuzu biliyorum ama-- | Open Subtitles | حظا سعيدا أنا أعرف أنك صديق لعطواني لكنه 000 |
Ona Yurik'in arkadaşı olduğunu söyle. | Open Subtitles | فقط أخبره أنك صديق " يوريك " |
Dennis, diyorum ki Bobby'nin arkadaşı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | دنيس)أحاول البيع) (أعرف أنك صديق (بوبى |
Senin için zor olmalı, yani, aynı zamanda Süpermen'in dostuydun. | Open Subtitles | لا بد وأنه كان صعباً عليك بما أنك صديق (سوبرمان)، كما أعني |
Bir uğrayıp, kulübün dostu olduğunu söyleyip, kendini bir tanıtsana. | Open Subtitles | لما لا تذهب هناك قل لهم أنك صديق للنادي, فقط من أجل التعارف. |
Ama baba. Herkese John Elway ile arkadaş olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | لكنني أخبرت الجميع أنك صديق لجون إيلواي |