Seni büyüttüm ama karnımda taşımadım. -Sen bana hiç kıymet vermedin ki. | Open Subtitles | الطفلة التى ربيتها مع أننى لم أنجبها لم تهتمى بى أبداً |
Bana o kadar yakındı ki soyunamadım. Buna izin vermedi. | Open Subtitles | كانت ملتصقة بى لدرجة أننى لم أتمكن من خلع ملابسى، ما كانت لتتركنى |
Ve o yine de onları kötü bir sürücü olmadığıma ikna etmeye çalıştı... ki değilimdir. | Open Subtitles | وهي كَانتْ تُحاولُ إقْناعهم ..أننى لم اكُنْسائقسيئ. وانا لست كذلك. |
Ama bazen ben... başka... şeyler için... hiç vakit ayırmadığımın farkına varıyorum | Open Subtitles | ولكن , بعض الأحيان أخمن أننى لم اغادر الغرفة لعمل شئ أخر |
Ama çok zor. hiç bu kadar karmaşık bir iksir görmedim. | Open Subtitles | لكن فى الحقيقة هى أننى لم أرى جرعة أكثر تعقيدا منها |
Elijah Muhammed'e teşekkür ettiğimi ona henüz kendimi ispatlamadığım için mektup yazmadığımı söyle. | Open Subtitles | ... و قل له أننى لم أكتب له . لأنني لم أثبت نفسى إلى الآن |
Bir reklam ördüm ve yemin ederim ki daha önce TV'den hiçbirşey almamıştım. | Open Subtitles | لقد رايت تلك المعلومة و اقسم أننى لم أشترى أى شئ من التلفيزيون من قبل |
Onun olduğu yeri karalamayı düşünmüştü. İyi ki yapmamaışım. | Open Subtitles | كنت سأتخلّص من متعلّقاته ،خيراً أننى لم أفعل ذلك |
Hayatımı öylesine meşgul ettiler ki; doğru düzgün saçımı kestirmeye bile vakit bulamadım. | Open Subtitles | كلاهما أستحواذا على حياتى حتى أننى لم أحظى بوقت للحصول على قصة شعر مناسبه |
Tuhaf olan şu ki, elbisesini seçene kadar anlayamamıştım. | Open Subtitles | الغريب أننى لم أنهار إلا عندما أحضرت ملابس دفنها |
Biliyorsun ki, artık fabrikada çalışmıyorum. | Open Subtitles | أنت تعلم أننى لم أعد محبوب بعد ما حدث , صحيح ؟ |
Berbat da ne demek? O kadar berbat ki dinlemeyi geri almanın bir yolu icat edildi mi diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أعنى أنها مقرفة للغاية ، و أتمنى أننى لم أسمعها أصلاً |
Şunu söylemeliyim ki ben daha önce hiç Hint yemeği yemedim. | Open Subtitles | يجب أن أقول لك أننى لم أتناول طعامآ هنديآ من قبل أعرف |
Buraya gelip, kurallara aykırı bir şey yapmadığımı iddia edebilirdim ki yasak olan şey, devam eden vak'aları toplumla paylaşmaktır. | Open Subtitles | و أود أن أشير أننى لم أتفوه بشيء يُمنع قوله بهذهِ المناقشة طبقاً لشعائر القانون. |
Anne, henüz evli değildi ama seni o kadar çok istedi ki bir gün daha bekleyemedi ve doktora gitti. | Open Subtitles | وأخبرته أننى لم يكن لدى زوج وأننى كنت أريده بشدة ولم أستطع الأنتظار لذلك ذهبت الى طبيب |
Sana hiç güvenmememin mümkünatı var mıydı? | Open Subtitles | هل من المحتمل أننى لم أثق بك فى يوم من الأيام ؟ |
Ayrıca sana böyle şeyler soracaklarını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننى لم أفكر أبداً أنهم سيقومون بسؤالك مثل هذه الأسئلة |
O tanık sandalyesinde durup, yüzüne bakarak seni hiç sevmediğimi söylemek... | Open Subtitles | الوقوف فى منصة الشهود ، أواجهك و أقول أننى لم أحبك قط |
-Yalan söylüyorsun. -Onu hiç görmedim. | Open Subtitles | لا انت تكدب لم أراها من قبل، أُقسم أننى لم أراها |
Bu yüzden böyle bir şeye hiç başlamadım. | Open Subtitles | هذا هو السبب فى أننى لم أبدأ أبدا شئ مثل هذا |
Elijah Muhammed'e teşekkür ettiğimi ona henüz kendimi ispatlamadığım için mektup yazmadığımı söyle. | Open Subtitles | ... و قل له أننى لم أكتب له |