Olan şu ki, öldüğümde gideceğim yeri bir anlığına gördüm. | Open Subtitles | الأمر أنني عندما مت، رأيت لمحة مما أنا ذاهب إليه |
Beni o kadar seviyordu ki onu terk etmek istediğim zaman... | Open Subtitles | دعني أخبرك سرأً لقد أحبني بشدة لدرجة أنني عندما حاولت تركه |
Bu hiç de alıştığımız bir şey değil, ve söylemeliyim ki, bunu ilk gördüğümde, önsezilerim büyük bir şok yaşadı, | TED | إنه شيء لم نعتد عليه. ويجب أن أقول أنني عندما رأيت هذا لأول مره صدمت، |
Üçüncü kural, ben bu bilgiyi geri aldığımda o sadece birinin boyu, kilosu ve nerede doğduğu bilgisinden ibaret değil, onun bağları olmalı. | TED | الشرط الثالث هو أنني عندما أحصل على تلك المعلومات فهي لا تحوي فقط طول ووزن شخص ما أو متى وُلد، هي تحوي علاقات. |
Bu yüzden de, hiç kimse ben Fransızca düzensiz fiilleri çekimlerken örüntü tanıma becerimi çalıştırdığımı fark etmedi. | TED | ولهذا لم يعرف أحد أنني عندما كنت أصرّف الأفعال الفرنسية الشاذة كنت في الواقع أمارس قدراتي في التعرف على الأنماط |
Şehir plancısı olarak çalışırken, kitaplarda ki her türlü kestirmeyi görürdüm. | Open Subtitles | أتعلمين أنني عندما كنت أعمل كمخطط للمدينة لقد رأيت كل الغرائب في الكتب |
Bu sabah onunla telefonda konuştuğumda bana dedi ki: | Open Subtitles | ممّا يعني، أنني عندما تحدّثت إليها هذا الصباح على هاتفها الخلويّ |
Olay şu ki, durup gerçekten düşününce anladım ki... | Open Subtitles | المقصود هو أنني عندما توقفت وفكرت في الموضوع |
Demem o ki arabayı çekerken, Cannon'u gördüm... ve Naomi'yi camın arkasında. | Open Subtitles | وماهو المغزى؟ المغزى أنني عندما كنت أعود للخلف رأيت كانون |
O kadar sert ki karaoke yaparken "Mor Yağmur*"un sözlerini "Mor Ocak" diye çeviriyorum. | Open Subtitles | إنها جيدة بشكل لا يصدق لدرجة أنني عندما أقوم بالكاريوكي أغير كلمات الأغنية من المطر البنفسجي إلى درجات البنفسجي |
Hayır, sana bunu söylüyorum çünkü bilmelisin ki seni öldürdüğüm zaman sevgi ortaya çıkacak. | Open Subtitles | لا، أنا أقول لك هذا لأنني أريد منك أن تعرف أنني عندما أقتلك فإن ذلك بدافع الحب |
Söylemeliyim ki, paranormallerle korunan dünyadaki en güvenli binaya çat kapı bir ziyaret yaptığını duyduğumda bunun doğruluk payının çok az olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك أنني عندما علمت أنك قادم لزيارة أكثر مبنى مؤَمَن على الكوكب |
Seni tekrar gördüğümde ben de seni üzmeliyim galiba. | Open Subtitles | وأظن أنني عندما أراك مجدداً يجب عليّ أن أرد لك الألم. |
Açıkçası ben de bir salağım çünkü çocuğumu okuldan alması için ümitsizlik içinde ağabeyimden medet umup onu aradığım sırada telefonu açma zahmetine katlanır diye kendimi kandırmışım. | Open Subtitles | فقد وهمت نفسي بتصديق.. أنني عندما احتاج أخي بشدة كي يقل ابني من المدرسة.. فقد يهتم اصلاً برفع سماعة الهاتف اللعين |
ben sadece, ameliyatta şefin önünde dururken, gelinliğimi düşünmeye ihtiyacım olmadığına emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن احرص أنني عندما أكون أمامرئيس الجرّاحين أني لا أفكر بفستان زفافي |
Söz veriyorum, ben buradan o şekilde çıkmayacağım. | Open Subtitles | أعدكِ أنني عندما أخرج من هذا المكان فلن أخرج مثلهم |
Ve ben de sana yeni işimden bahsettiğimde bunu daha anlayışla karşılarsın diye düşündüm. | Open Subtitles | أنني عندما أخبرتكَ عن عملي الجديد، ستكون متعاطفاً |
Bu şarkıyı daha sonra dinlediğim zaman, bugünü hatırlayacağım sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنني عندما أستمع لهذه الأغاني لاحقاً سأتذكر هذا اليوم. |
Tam havama girdiğim zaman... kendimi durduramıyorum sanki Key. | Open Subtitles | كانت أمي تقول لي أنني عندما أبكي فإنني لا أستطيع التوقف |
O zaman neden otoparkın oraya yürüdüğümde eve gidemeyeceğimi fark ettim? | Open Subtitles | كيف إذاً أنني عندما كنت أسير في منطقة انتظار السيارات انتبهت أنه لا يمكنني العودة إلى المنزل؟ |