Ama mesele şu ki bu evde hala 3 milyon dolar var... ve seninle benden başka paranın Burada olduğunu bilen yok. | Open Subtitles | لكن واقع الأمر أنة لا تزال هناك 3 ملايين دولار في المنزل ولا أحد غيري وغيرك يعرف أنها هنا |
- Belki Burada olduğunu bilmiyordu. - İyi mi bari? | Open Subtitles | ربما كان يجهل أنها هنا - هل هذا شيء سارّ؟ |
Burada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا تجبرنا على استخدام القوة، نحن نعرف أنها هنا |
Yalan söylüyorsun biliyorum O burada. | Open Subtitles | تتمدد لك '، وأنا أعلم أنها هنا. |
- Burada olduğuna inanmak için nedenlerim var. - Siz kimsiniz? | Open Subtitles | أعتقد أنها هنا من أنت ؟ |
Bu bilgisayarın içine girebilirsek... Buralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | ،لو أمكنني اختراق هذا الحاسوب . لابد أنها هنا في مكانٍ ما |
Şimdi o da burada olduğu için, düşünebildiğim tek şey o. | Open Subtitles | بما أنها هنا الآن هي الشيء الوحيد الذي أستطيع أن أفكر فيه |
Burada olduğundan eminim. Hemen buluyorum. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنها هنا سنكون بعد دقيقة |
Burada olduğunu biliyorum... Ona aldığım parfümün kokusunu hâlâ alabiliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها هنا , لازلت أشم راحة العطر الذي جلبته لها |
- Burada olduğunu bilmiyordum. - Değil. Ama yakında dönecek. | Open Subtitles | كم أتمنى لو أنها هنا انها ليست هنا ولكنها ستعود قريبا جدا |
Burada olduğunu biliyoruz çünkü müdürün evinin önünde görüldü. | Open Subtitles | نعلم أنها هنا لأنها كانت تحوم خارج منزل المدير |
Ev sahibi onun altı aydır Burada olduğunu söyledi limuzin servisini erk ettiğinden beri. | Open Subtitles | مالك العقار قال أنها هنا منذ ستة أشهر، منذ أن غادرت خدمة الليموزين |
Kimseye Burada olduğunu söylemem. Şimdi dinlenmesi lazım. | Open Subtitles | لن أخبر احداً أنها هنا حتى الآن ، أنها تحتاج للراحة. |
Sağlık merkezinden Burada olduğunu söylediler. Neden buraya taşındı? | Open Subtitles | قال المركز الطبي أنها هنا لماذا تم نقلها؟ |
Burada olduğunu biliyorum. Onu takip ettiğim için Burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنا هنا ، أعرف أنها هنا لأني تتبعت أثرها |
İyi haber O burada olmasıdır... | Open Subtitles | .. الخبر الجيد أنها هنا |
Biliyor musun, O burada bile olan tek nedeni Paige vanquish cevapsız olduğunu. | Open Subtitles | السبب الوحيد أنها هنا هي أن (بايدج) لم تحضر القضاء |
O burada. Biliyorum burada. | Open Subtitles | إنها هنا ، أنا أعلم أنها هنا |
Burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق أنها هنا |
Burada olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنها هنا. |
Tacın parçasına gelince, Buralarda bir yerde. | Open Subtitles | أما بالنسبة لقطعة التاج فأنا متأكد أنها هنا |
Bu, Audrey'nin kolunda iğneyle Jacks'te değil, burada olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | ذلك لا يغيّر واقع أنها هنا الآن وليست في ملهى "جاك" حيث توجد إبرة في ذراعها. |
Henüz Burada olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة من أنها هنا حتى الان |
Şayet suçlu dondurucuyu ikinci ele sattıysa Burada bir yerde olmalı. | Open Subtitles | إذاً كان قد باعها لسوق المستعمل فلابد أنها هنا |
Bunun için Geldi sandığımdan çok şaşırıp mutfağa girmesine izin verdim. | Open Subtitles | لقد فزعت ظننت أنها هنا من أجل هذه سوف أتركها في المطبخ |
Karpal tünel testi için burada. | Open Subtitles | أنها هنا من أجل الخضوع لفحوصات من أجل يديها |
orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها هنا الماسة هنا، لقد قال أنها هنا |