ويكيبيديا

    "أنهم ليسوا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değiller
        
    • olmadıklarını
        
    • değil onlar
        
    • olmadıkları
        
    • onların
        
    • olmadığı
        
    Programın reddi gösterir ki amaçlarımıza ulaşma konusunda ciddi değiller. Open Subtitles رفض البرنامج يبين أنهم ليسوا . جديين حول إنجاز أهدافنا
    Emin olduğumuz bir şey var, artık o köyde değiller. Open Subtitles ، هنالك شيء واحد مؤكد أنهم ليسوا في القرية الأن
    Her 10 kızdan altısı hiçbir şey yapmamayı tercih ediyor, çünkü yeterince güzel olmadıklarını düşünüyorlar. TED 6 من 10 فتيات يختارون عدم القيام بمهمة لإعتقادهم أنهم ليسوا بالجمال الكافي
    Bazıları için bu, dünyaya terörist olmadıklarını söylemekti. TED فمثّلت للبعض رسالة للعالم أنهم ليسوا إرهابيين.
    Bunlar senin gözlemin değil. Onlar züppe gibi davranırlar. Open Subtitles أنهم ليسوا بمستواكٍ أنهم يتفاخرون بأنفسهم لكونهم متعجرفين
    Ekipteki üç kişinin de özellikle Honolulu'dan olmadıkları düşünüldüğünde çok uzun zamanlarını alacaktı. TED لقد استغرق ثلاثتهم وقتا طويلا جدًا، خاصة أنهم ليسوا من هونولولو.
    onların ayrı ayrı olduğu sanılıyordu, ama sonradan anlaşıldı ki ayrı değillerdi. Open Subtitles حسناً، كانوا يعتقدون أنهم ليسوا متصلين أي متفرقين ولكنهم اكتشفوا أنهم مخطئين
    Hiç peri görmemiş olman, onların var olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles حسنٌ ، كونكَ لم ترى الجنّيات قبلاً، فهذا لا يعني أنهم ليسوا حقيقيين.
    - Merdiven boşluğunda değiller. - Belki başka bir yol bulmuşlardır. Open Subtitles ـ أنهم ليسوا في الدرج ـ ربما خرجوا من منفذ آخر
    Ve bence, hiç küçümsenmeyecek bir şey, bu çok temel bir gerçeğe bağlı: herhangi bir notasyon sistemine bağımlı değiller. TED واعتقد بأن ذلك يعود وبشكل أساسي الى حقيقة جوهرية وهي أنهم ليسوا ملزمين بنظام منهجي
    Anlatılacak türden hikâyeler değiller. Open Subtitles أنهم ليسوا من النوع من القصص التي يمكنك فعلاً أن ترويها.
    Anlatılacak türden hikâyeler değiller. Open Subtitles أنهم ليسوا من النوع من القصص التي يمكنك فعلاً أن ترويها
    Burası Washita Nehri değil, General, bekleyenler de savunmasız kadınlar ve çocuklar değiller. Open Subtitles "أنها ليست كموقعة نهر"واشيتا أنهم ليسوا نساء أو أطفال عاجزين في أنتظار مساعدتك
    Bu aletleri kullanacak zekaya sahip değiller. Open Subtitles كيف؟ أنهم ليسوا أذكياء ليستعملوا مثل هذه الأدوات
    Benim teorime göre bunun nedeni isviçrelilerin Kaliforniya'daki meslektaşlarına sıkıcı olmadıklarını kanıtlamak. TED و نظريتي هي أنها على هذا الشكل لكي يثبت السويسريون لأصدقائهم في كاليفورنيا أنهم ليسوا مملين.
    Yalnız olmadıklarını bilmek sizi rahatlatacaktır. Open Subtitles ستشعر بالإرتياح حين تعرف أنهم ليسوا لوحدهم.
    Gerçek hayata gönderecek bir fırlatma rampasında olmadıklarını biliyorlar. Open Subtitles من الواضح أنهم يعرفون أنهم ليسوا على منصة إطلاق تجاه الحياة الحقيقة
    - Zombi değil onlar, geri gelen. Open Subtitles أنهم ليسوا من الزومبي, أنهم عائدون
    Kimsenin hayranı değil onlar. Open Subtitles أنهم ليسوا معجبين بأحد بعينه
    Kötü ebeveynler sürekli kötü ebeveyn olmadıkları konusunda ısrar edenlerdir. Open Subtitles فقط الذين يصرون على أنهم ليسوا آباء سيئن هم الآباء السيئين
    Baba olmadıkları ortaya çıkınca hemen seyircilerin arasına atlayıp herkese "çak be" yapmalarına bayılıyorum ben. Open Subtitles يعجبني عندما أنهم ليسوا آباء، بعدها فوراً يقفزون للحضور ويصافحونهم
    Ve onların araştırmalarını anladıkça ben de anlıyorum ki onlar bizlerden çok da farklı değillerdi. TED وماذا يحدث حينما تلقي نظرة على ما كان يفكر فيه المكتشفون لحظة توصلهم لاكتشافاتهم، أنك تفهم أنهم ليسوا مختلفين عنا.
    Şimdiye dek, kötü biri olmadığı söylenen kişilerden iyi çıkan birine rastlamadım. Open Subtitles من بين الناس الرجال الذين قلت أنهم ليسوا سيئين لم أر أحداً ليس كذلك حقا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد