Kiliseden ayrılmayı düşündüğüm her seferinde çok kaygılanıyordum ve geri dönmek zorunda olduğumu fark ediyordum. | Open Subtitles | كل مره اتخيل فيها أنني سأترك الكنيسة اصبح متلهف جداً و أدرك أنه علي العودة اليها |
Ben tuzağa düşürülmüş gibi hissediyordum ve ayrılmak zorunda olduğumu fark ediyordum. | Open Subtitles | اشعر بأنني محتجز و أدرك أنه علي مغادرتها |
Fakat ben anladığımda, yaptıklarının kıymetini gerçekten gördüğümde, yardım etmek zorunda olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | لكنني عندما فهمت، رأيت فعلاً قيمة أفعاله عرفت أنه علي مساعدته |
Bunun kullanıcılarda kavrama düzensizliği, yön bulma zorluğu, görme duyusunun azalması ve halüsinasyonlara sebep olabileceğini de belirtmek zorundayım. | Open Subtitles | لكني أشعر أنه علي أن أنصحك بأن مستخدمي هذا العقار قد يشعروا بالارتباك و عدم التركيز و فوضى أو الهلوسة |
Eğer bunları doğru bilirsem, 100 papel vereceğini söyledi, ve biliyorsun o parayı kazanmak zorundayım. | Open Subtitles | و هو يقول لي دائماً إذا أجبت بشكل صحيح أحصل على نتائج كبيرة و أنت تعرف أنه علي أن أجني تلك النقود |
Gitsem iyi olacak sanırım. | Open Subtitles | لكنني رأيت لتوي دورية، أعتقد أنه علي مواصلة التحرك |
O günden beri, zihnimde bazı şeyler uyandı ve bir değişiklik yapmam gerektiğini gösterdi. | TED | منذ ذلك اليوم فصاعدًا، شيء لمع في ذهني جعلني أدرك أنه علي إحداث تغيير. |
Bildiğim tek evimi terk etmek zorunda olduğumu biliyorum | Open Subtitles | علمت أنه علي أن أغادر المنزل الوحيد الذي عرفته على الإطلاق |
Seninle maç izlemediğim için ekstra nöbet aldığın zaman benim işe gideceğimi sandığını biliyorum ama planımız olduğunu unutmuştum ve kalbini kırmak istemedim, bu yüzden sana, çalışmak zorunda olduğumu söyledim, ama aslında Andy ile Go Kart sürmeye gittik. | Open Subtitles | عندما اخذت المناوبة الاضافية لأنني لم أشاهد اللعبة معك عرفت أنك ظننت أنه علي الذهاب للعمل لكن انظر ، نسيت أنه كان لدينا برنامج ولم أشأ ان أجرح مشاعرك |
Babam evde yaşamak zorunda olduğumu söylüyor. | Open Subtitles | والدي يقول أنه علي أن أعيش في البيت |
Babam evde kalmak zorunda olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال والدي أنه علي أن أعيش في المنزل |
Biriyle hemen çıkmak zorunda olduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه علي الخروج مع شخص ما حالاً |
LeAnn'ın dediği adamla şimdi buluşmak zorunda olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه علي مقابلة رجل ليان الآن |
zorunda olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنه علي ذلك |
Yani, doğru şartların oluşması için beklemek zorundayım, ama... | Open Subtitles | أعني ، أنه علي أن أنتظر الظروف المناسبة، لكن.. |
Seni aradım çünkü sanırım istifamı sunmak zorundayım. | Open Subtitles | لقد أتصلت بك لأنني أظن أنه علي تقديم أستقالتي |
Sanırım onu beslemeye başlamak zorundayım. | Open Subtitles | أعتقد أنه علي البدأ في إطعامها |
- Ne yazık ki gitmenizi istemek zorundayım. | Open Subtitles | أخشى أنه علي الطلب منك أن تخرج. |
Biliyor musun ben bir gidip şu yeni evlilerle konuşsam iyi olacak. | Open Subtitles | أتعرف أمراً؟ أظن أنه علي أن أتحدث مع هؤلاء العروسين الآن |
- Eve gitsem iyi olacak. Gitmek istemiyorum ama annem beni arayacak. | Open Subtitles | أعتقد أنه علي العودة إلى المنزل لا أريد ذلك لكن أمي ستبدأ البحث عني |
Sanırım gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنه علي الإسراع بالذهاب الآن |
Bir şey yapmam gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | ما الذي كنت ستخبرني إياه في ذلك اليوم؟ ظننت أنه علي أن أفعل شيئاً ما |