Çünkü kızım gelmemin kendisi için çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لأن أبنتى أكدت لى أنه من المهم لها أن أحضر |
Sorumluluk almanın önemli olduğunu söyledi ben de burada bunu yapıyorum. | Open Subtitles | قال أنه من المهم تحمّل المسؤولية, لذا هذا ما أفعله هنا. |
Son bir şey: Bu konu hakkında yıllarca çok üzerime gelindi ancak bunun buradaki seyirciler için bilhassa önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | شيء واحد نهائي -- لقد كنت مضطربا للغاية حول هذا لسنوات ، لكنني أعتقد أنه من المهم بشكل خاص لهذا الجمهور. |
Toplumumuzun nasıl olması gerektiğine dair bir bakış atmak çok önemli bence. | Open Subtitles | أعتقد أنه من المهم جدا النظر إلى الكيفية التي سيؤول إليها مجتمعنا |
Fakat bunu yapmadan önce, biraz hayatın sonundan söz etmenin önemli olacağını düşünüyorum, zira bu o zamandan beri duygusal dünyamı şekillendiriyor. | TED | ولكن قبل أن أبدأ، أعتقد أنه من المهم التحدث قليلاً عن نهاية الحياة، لأن ذلك صور كيف كنت أنا عاطفياً منذ ذلك الوقت. |
Bu sorunu ele almak için işyerinle birlikte çalışmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد أنه من المهم أن تعمل مع مديرك بمعالجة هذه المشكلة. |
Şimdi, burada bir durup bu filmlerin hiçbirinin başarısında kendime pay çıkaramayacağımı söylemenin önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | الآن، أعتقد أنه من المهم حقًا أن أتوقف هنا لثانية واحدة وأقول أنني لا أستطيع أن آخذ الفضل في نجاح أي من تلك الأفلام |
Aslında, akıllı olmanın her zaman önemli olduğunu söylerim, ama arada bir de şanslı olmak güzel. | TED | حسنا، أنا دائماً أقول أنه من المهم أن تكون ذكياً و لكن من المفيد من وقت لآخر أن تكون محظوظاً أيضاً |
O zaman Kyla ve takımımıza güvenli bir alan sağlamanın çok önemli olduğunu hissettim. | TED | شعرت في ذلك الوقت أنه من المهم جداً توفير مكان آمنٍ لكايلا ولفريقنا. |
Bu iki tür kamu ürününü aklımızda tutmanın önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | اعتقد أنه من المهم أننا نبقي هذان النوعين المختلفين من السلع العامة في الاعتبار. |
Düşünüyordum da eğer gerçekten önemli olduğunu düşünüyorsan... | Open Subtitles | لقد كنت أفكر .. هل تعتقد فعلا أنه من المهم .. |
Tüm faaliyetlerinizin paravanları ve yerlerini bilmemin, benim açımdan çok önemli olduğunu hissettim... bu yüzden her şeyin kopyasını çıkardım. | Open Subtitles | شعرت أنه من المهم أكون على دراية وافية بكيف يتم ذلك وأين لجميع ممتلكاتم وأنشطتكم |
Cordelia, benim resmen Angel'ın işinde olduğum düşünülürse girişim ve yürütmeyi göstermenin önemli olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | كما نحن موظفيه, أشعر أنه من المهم عرض المبادرة و القيادة |
Bence, belli bir mahsül ve belirli bir ürün hakkında konuşmak ve tüketicinin ihtiyaçlarını düşünmek çok önemli. | TED | أشعر أنه من المهم جداً الحديث عن محصول محدد ومنتج محدد، والتفكير بحاجات المستهلكين |
Casablanca'dan gitmem çok önemli, biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنه من المهم أن أرحل من الدار البيضاء. |
Casablanca'dan gitmem çok önemli, biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أنه من المهم أن أرحل من الدار البيضاء. |
Ayrıca bizim için, Afrika'nın son 50 yıldır uluslararası camiadan artan miktarlarda yardım aldığını not etmenin önemli olduğunu belirtmek isterim, teknik yardım ve finansal yardım şeklinde ve diğer tüm yardım şekillerinde. | TED | أريد أن أضيف أيضاَ أنه من المهم لنا أن نلحظ أن في السنوات ال 50 الماضية أفريقيا تستقبل زيادات في المعونة من المجتمع الدولي في شكل مساعدة تقنية، ومعونة مالية، وكل أنواع المعونة الأخرى. |
Bence, bu kurumların 20. yüzyılda son derece başarılı olduklarını söylemek önemlidir. | TED | وأعتقد أنه من المهم أن نقول أنه في القرن 20، كانت هذه المؤسسات ناجحة على نحو ملحوظ. |